[title]
Herkes onun, babası Francis Ford Coppola’nın isminin altında ezileceğini düşünürken, Sofia Coppola ‘The Virgin Suicides’ (1999) ve ‘Lost in Translation / Bir Konuşabilse’ (2003) gibi filmleriyle kendi imzasını oluşturabileceğini cümle âleme göstermişti. Filmlerinde Hollywood’un şaşaalı hayatlar süren yıldızlarının yaşamlarının ne kadar yavan olduğunu göstermeye bayılan ve Hollywood yaşam tarzını ti’ye alan Sofia Coppola, Venedik’te Altın Aslan alan filmi ‘Somewhere’de (2010) Amerikalı bir aktörün tam anlamıyla bomboş olan hayatını resmetmişti. Coppola’nın merakla beklenen filmi ‘The Bling Ring’ de yine Hollywood’un ‘celebrity’ dünyasını topa tutuyor. Yaşanmış olaylardan ilham alan filmde, bir grup liseli, hayranı oldukları Hollywood yıldızlarının malikânelerine girip milyonlarca dolar değerinde eşya yürütüyorlar. Paris Hilton, Lindsay Lohan, Orlando Bloom gibi isimlerin evlerinden çaldıkları eşyaları takıp hayallerindeki hayata yaklaştıklarını düşünen bu beş kişilik çetenin ünü, sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılıyor ve kendileri de birer yıldız haline geliveriyor. Hollywood dünyasının yanı sıra Amerikan medyasına ve tüketim kültürüne de ağır eleştiriler getiren film, aynı zamanda Coppola’nın açık ara en eğlenceli filmi. Bütün filmi başroldeki genç kadınların dinleyeceği türden müziklerle donatan, ‘onların dilinden konuşan’ Coppola, şaşaalı Hollywood sahnesinin hızına yaraşır bir filmle çıkagelmiş. ‘Harry Potter’ serisinin yıldızı, masumiyet abidesi Emma Watson’ın ‘kötü kız’ rolündeki başarılı performansıyla da adından söz ettiren ‘The Bling Ring’ bu ay mutlaka izlemeniz gereken filmlerden.
Uzun lafın kısası: Sofia Coppola’dan, Hollywood yaşam tarzına özenen gençlerin hayatlarını anlatırken, bu yaşam tarzını yüceltenleri de topa tutan bir taşlama.