David Garrett

Bir dâhi olduğu tartışılmaz ama üstüne yapışan süper star sıfatı ya da klasik müziğin David Beckham’ı yakıştırması dehasını ve neler yapabileceğini biraz ikinci plana atıyor. Doğuştan gelen yeteneğini geliştirmek için uygun bir çocukluk geçiren David Garrett’ın annesi uluslararası arenada balerin olduğu için büyürken arka planda Tchaikovsky, Prokofiev ve Stravinsky eşlik etmiş ona.
7 yaşında resital vermeye başlamış,
13 yaşında da ikinci CD’sini kaydetmiş.

 

Garrett’ın misyonu

Tarihin tozlu sayfalarında canlılığını yitirmiş asırlık klasik müzik eserlerine kan pompalamak gibi bir görevi var Garrett’ın. Virtüözite tekniği sayesinde çaldığı eser ne olursa olsun pür dikkat dinlemeye başlıyorsunuz. Eseri bilmeniz veya bilmemeniz fark etmiyor, çünkü avcunuzun içi gibi bildiğiniz bir eser bile Garrett’ın ellerinde hayli tekinsiz bir atmosfere bürünebiliyor. Chopin’in ‘Nocturne in C Sharp Minor’ını da Michael Jackson’ın ‘Smooth Criminal’ını da seslendirirken bu durum geçerli. Temmuz’da İstanbul’da canlı dinleme şansı bulacağımız Lindsey Stirling’in de Garrett ile benzer bir kulvarda koştuğunu söylemek mümkün. Her iki isim de onlarca farklı türden eseri kendilerince yorumluyor ve adeta yeni bir tür yaratıyor. Ancak Garrett’ın klasik müzik altyapısının Stirling’e göre çok daha ileride olduğunu söyleyebiliriz. Bunu da bu ayki konserinde Johannes Brahms’ın ‘Thuner Sonate’, ‘Andante Tranquillo’ ve ‘Regenlied Sonate’ gibi klasiklerini seslendirirken kanıtlıyor.

 

Tezat görüntü yanıltmasın

Her ne kadar Brahms ve nicelerini çalsa da görüntü olarak her an bir rock parçasına geçecekmiş gibi duruyor Garrett. Klasik müziğin burnu havada duruşunu kimliğinde o kadar güzel eritiyor ki bunu yaparken kimseyi gücendirmiyor. Yine klasik müziğin belirli bir yönüne o kadar ustaca ve fark ettirmeden yaklaşıyor ki André Rieu’nun yaptığı işin bir benzerini başarıyor. Hem Rieu ve Johann Strauss orkestrası hem de Garrett parça seçiminde çok dikkatli davranıyorlar. Hali hazırda kolay dinlenen, melodik eserleri enerjik bir yorumlamayla yüz yıllık uykularından uyandırıyorlar. Tabii burada bir detay devreye giriyor. Bir işin ustası olmak iç yüzünü noktası virgülüne kadar bilmeyi gerektiriyor. Garrett da bu konuda usta. Kendisine “Klasik müzik neden bu kadar önemli?” diye sorduklarında “Klasik romanlar neden önemliyse ondan.” gibi basit ve yerinde bir cevap vererek klasik müziğin tüm müziklerin doğmasına katkıda bulunduğuna dikkat çekiyor ve kafayı boşaltmak için bire bir olduğunu da ekliyor. Altyapıya verdiği önemle ve klasik müziği başka bir lige yerleştirerek herkese ulaştırmaya çabalamasıyla şu an milyonlarca isme ulaşabiliyor. Bu konseri bekleyen binlerce kişiden biri olmasanız bile ajandanıza almanız gereken bir gece vadediyor Amerikalı dahi keman virtüözü David Garrett.