Fink

The Smiths, The Cure, The Orb, hardcore, Afrika müziği... Bunlar Fink mahlasını kullanan Fin Greenall’ın ilk gençlik yıllarındaki ilham kaynaklarından bazıları. Böyle başlayan bir müzik hayatının önce DJ’liğe, elektronik dans müziğine sonrasındaysa en incesinden şarkı yazarlığına hem de hiç yalpalamadan geçmesi her şeye rağmen şaşırtıcı. Fin Greenall, Ninja Tune’un parlak bir neferi olarak çalıştığı uzun ve başarılı bir elektronik müzik geçmişinden sonra 2006 yılında çıkardığı ‘Biscuits for Breakfast’ albümü ile sakin, akustik gitar etrafında kurulu bir müzik yapmaya başladı. O zamandan bu yana kaydettiği dört stüdyo albümünün sonuncusu ‘Hard Believer’ geçtiğimiz yıl yayınlandı. Grunge etkilerinden barok popa ve blues’a birçok farklı türün etkilerini taşıyan sade, yer yer karanlık şarkıları dinleyicilerden yıldızlı pekiyiyi kaptı. Ütü, iş mail’leri ve çalar saat dolu pazar sıkıntısından kurtulup bir anlığına da olsa tatlı bir gölgenin altında biraz soluklanmak istiyorsanız Fink konserini kaçırmayın, iki saat az uyumaktan kimseye zarar gelmez.