İstanbul Müzik Festivali
Sascha GoetzelFotoğraf: Özge Balkan

İstanbul Müzik Festivali'nde kaçırmamanız gereken performanslar

45 yılı geride bırakan İstanbul Müzik Festivali sıradan hayatlarımıza renk getirmek için geri döndü

Yazan:
Mehmet Ak
Reklâm

Klasik müzik sarayların dışına taşalı epey bir zaman geçti. Bir zamanlar yalnızca kutsal duvarlar arasında icra edilen klasik müzik, neredeyse iki yüzyıldır hayatımızın her anına nüfuz ediyor. Okul zillerinden filmlere her yerde karşımıza çıkan klasiklere aşina olmayanımız yok. Yine de klasik müziği elitizmle yaftalayan temelsiz bir ön yargı yok değil. İstanbul Müzik Festivali neredeyse yarım yüzyıldır dünyanın en iyi besteci ve icracılarını İstanbul’a getirerek bu ön yargıyı yıkmakla meşgul. 45. yılını kutlayan festivalin bu yılki teması ‘sıra dışı’. Yaşadığımız olağanüstü zamanlara yakışır nitelikte bir programla karşımıza çıkan festival şehrin dört bir yanına dağılıp disiplinler arası performanslarla kulağımızın pasını siliyor. Fazıl Say, Philip Glass, Matthias Goerne ve daha nice önemli isim tüm aya yayılan konserlerle İstanbullularla buluşuyor, şehrin her köşesi müziğin arındırıcı etkisi altına giriyor. Tüm konserlere yetişmek zor, farkındayız. Bu yüzden festivalin kaçırılmaması gereken performanslarını bir araya topladık.

Festivalin temasını fırsat bilerek müzik tarihinin garip anlarını hatırlayalım

1. En uzun eser

Uzun deneysel eserler söz konusu olunca Max Richter, Erik Satie, Morton Feldman gibi modern isimler akla geliyor hemen. Ancak hiçbir isim Richard Wagner’in icrası 15 saati bulan ‘Der Ring des Nibelungen’ operasına yaklaşamıyor bile. 2013 yılında New York’ta eseri sergileyen Metropolitan Opera’nın performansına şapka çıkarmak gerek gerçekten de.

2. Bir garip müzik

Hieronymus Bosch’un dünya, cennet ve cehennemi resmeden ünlü tablosu ‘Dünyevi Zevkler Bahçesi’ni bilmeyeniniz yoktur. Her bir köşesi enigmatik detaylarla dolu olan tablonun cehennem bölümündeki hilkat garibelerinin arasında işkence çeken bir adam göze çarpar, adamın poposundaysa bir dizi nota vardır. İki yıl önce Oklahoma Hristiyan Üniversitesi’nden Amelia Hamrick 1503 yılından kalma bu silik notaları kaydetti, dilerseniz ‘500 Years Old Butt Song From Hell’ adıyla internette dolaşan bu garip eseri dinleyebilirsiniz.

Reklâm

3. Olabildiğince yavaş

Tamamen sessizlikten oluşan ‘4.33’ ile 20. yüzyıl minimalistleri arasında kendine has bir yeri olan John Cage’in bir başka sıra dışı projesi de ‘Organ2 / ASLSP (As Slow as Possible)’. Programlanmış bir orgda 2001 çalınmaya başlanan eserin icrasının 2640 yılında bitmesi bekleniyor. Downtempo severlere daha iyi bir hediye olamazdı: Tek bir parçayla geçen 639 yıl.

4. Barbarların ardından

Sıra dışı olmak her zaman eserlerin niteliğiyle alakalı değil elbet. Palmira antik kenti Suriye İç Savaşı’nın bir döneminde İŞİD’in eline geçmişti. İŞİD kendilerinden beklenen barbarlıkta bir işe girişip bu kadim tarihi yok etmeye çalıştı. Neyse ki bir süre sonra kent kurtarıldı. Kurtuluş, Valery Gergiev şefliğindeki bir orkestranın şehrin antik tiyatrosunda Bach eserleri çalmasıyla kutlandı. Barbarlığın ve savaşın yıkıcılığına karşı en güzel yanıt müziğin birleştirici gücüyle verilmiş oldu böylece.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm