[title]
Lana Del Rey’in kağıt üzerinde muazzam ancak aksiyona geçtiğinde başarının çok da kıyısından geçmeyen bir proje olduğunu söylememiz mümkün. Projenin ana hatları gayet çekici aslında: Melankolik, karanlık aşk şarkıları, bunlarla uyumlu buzdağı görünümlü bir kadın, üstüne üstlük modellerle aşık atacak güzellikte. Bir de şarkı sözlerini kendi yazdığını, sözlerinde kendi hayatını anlattığını söylüyor. Ancak Lana Del Rey ‘Born to Die’ albümüyle ne müzikal bir tatmin sağladı, ne de bundan 10 yıl sonra adını hâlâ anıyor olacağımızın sinyallerini verdi... ‘Summertime Sadness’ gibi 10’larca kez dinlediğimiz, ‘guilty pleasure’ımız diyebileceğimiz parçalar da yok değildi arada; ancak günün sonunda dinleyicide iz bırakmayan, hava cıva sınıfına sokabileceğimiz bir albümdü bu. Geçtiğimiz aylarda ‘The Great Gatsby’ soundtrack’i için ‘Young & Beautiful’u seslendirdi Lana Del Rey. Parçanın hakkını vermek gerek, Lana Del Rey’in sesine gayet uygun, tam da kendisinden bekleyeceğimiz tatta. İstanbul konseri için karamsar olmak istemeyiz ancak insanın aklına yine de Saturday Night Live’daki, eleştiri bombardımanına tutulan, o malum performansı geliyor ilk olarak. Yine de gidip dünya gözüyle görmekte fayda var.