[title]
Neden gitmeli? Pink Floyd’un 1979 tarihli, müzik tarihinin başyapıtlarından konsept albümü ‘The Wall’u baştan sona, devasa bir prodüksiyon eşliğinde (sahneye 110 metrelik bir duvar kuruluyor örneğin) çalıyor Roger Waters. Aslına bakarsanız Waters, 2010 yılından beri The Wall turnesinde, ancak İstanbul’a yolunu düşürmesi 2013 senesine kısmetmiş.
Bizim için anlamı… Waters ‘The Wall’ albümünü yaratırken boğuştuğu kişisel korkuları, günümüzde insanları ırkçılığa, seksizme, milliyetçiliğe yönelten korkulara benzettiğini söylemişti 2010’da. Korkuları nedeniyle çevresine ördüğü duvarların benzerini, bugün çeşitli dinamikler sebebiyle her birey diğerlerine -kendinden farklı olana- karşı inşa ediyor aslında.
The Wall turnesinin çıkış noktası da bu benzerlik olmuş, “Benzerliklere dikkat çekmek, içinde bulunduğumuz çıkmazı aydınlatmak bu turnenin amacı.” diyor Waters. Geride bıraktığımız Gezi Parkı olaylarının ardından savaş karşıtı ve felsefik yönüyle, bizler için daha anlamlı bir konser olamazdı kuşkusuz. Olaylar esnasında Waters’ın yayınladığı destek mesajını hatırlayın. Konser de belki de yaşananlara yönelik bir mesajı, iki çift lafı olacak. Yılın en büyük konseridir, kaçıran gerçekten çok üzülür.