[title]
Okuldaydım daha o zaman. Vardır her fakültede göze giren öğrenciler, yeteneğiyle dikkat çekenler. Öyleydi Erdem Taşdelen, hocalar için boşa yatırım yapmadığını bildikleri bir hazineydi, “Şeytan tüyü var bu çocukta.” derdik. Cindi, cinsti, bir başkaydı. Nasıl mı?
İstanbul’daki ilk solo sergisine (ilk solosunu yüksek lisans için gittiği ve yaşadığı Vancouver’da açtı) sızarak keşfetmeniz mümkün aslında. Sergi, adını 1981 tarihli ‘How to Photograph People’ adlı bir portre fotoğrafçılığı rehberinden alıyor. Kitap, portreyi habersiz, planlı ya da yarı farkında olmak üzere üç başlıkta ele alıyor. Erdem de kendini yarı farkında bir özne olarak konumlandırıyor ve bu sergiyi kuşku uyandırıcı bir otoportre bütünü olarak kurguluyor. Deneysel ve özgün tavrı hakim sanatsal pratiğinde genç sanatçının. Kendini bir vaka olarak ele alıyor.
‘Erdem Taşdelen’ (2011) başlıklı işi, üzerinde ‘perişan egomanyak’, ‘ebedi ergen’, ‘katılımcı gözlemci’ gibi tanımlar yazan 48 kartvizitten oluşuyor. Fal kitaplarından alınan mantraları içeren paspaslar serisi ‘Enchantments’ (2012) ise Taşdelen’in sergi alanına iyi enerji yayarak batıl inanç ile başarıyı elde edeceğine inandığı bir çalışma. Bir yandan ise bu çalışma ile sanatçının kendi geleceğine dair belirsizlik ve endişesi gün yüzüne çıkıyor. Bu kaynağın yol bulup yürüdüğü bir de animasyon var sergide: ‘Mixed Feelings’ (2012), yüz ifadeleri şekilden şekle giren bir adamın portre çizimlerini içeriyor. Sergide daha görülecek pek çok iş var aslında ama iki sürprizli işten de kısaca bahsetmiş olalım: Marcel Broodthaers’in 1974’te yaptığı ‘Don’t Say I Didn’t Say So’nun aynı başlıkla yenilenmiş bir versiyonu (2013) var sergide. Bu iş için NON’un odalarından birinde sergi boyunca canlı bir papağan yaşıyor. Bir diğer iş ise interaktif bir ses yerleştirmesi, ‘You You You’ (2013). Kylie Minogue’un diskografisindeki tüm şarkılarda geçen ‘you’ kelimesinin farklı telaffuzları alınmış ve birleştirilmiş; popüler kültürün jenerik arzu objeleri yaratmasına dikkat çekiliyor. Sergi paralelinde yayınlanan sanatçı kitabı ‘Dear’ da Taşdelen’in 2010’da yazıp göndermediği karşılıksız aşk mektuplarından oluşuyor. Erdem Taşdelen ile tanışmanın tam yeri ve zamanı. ARTER’deki yeni üretimler sergisinde de karşınıza çıkacak. Geçen ay da duyurmuştuk, bu ismi daha çok duyacaksınız.
Pazar, pazartesi hariç her gün 11.00-19.00 arasında açık.
Merve Arkunlar