Yeni mekânlar

Moda Caddesi’nde yürürken önünde uzun kuyruklar olan bir dondurmacı görürseniz, bilin ki orası Ali Usta’dır. Senelerdir kalitesinden ödün vermeyen Ali Usta, Moda’nın klasikleşen duraklarından biri. 1969 yılından bu yana Modalıları nefis dondurmalarla buluşturan Ali Usta’nın İstanbul’un dört bir yanından müdavimleri var. Ali Usta’nın lezzetlerinden vazgeçemeyenlerden biri de Acun Ilıcalı.

1946 yılında Karaköy’de ekmek fırını olarak açılan Galatta 1950, yenilenen yüzüyle artık yeni yerinde hizmet veriyor. Mekan, bölgenin yapısal değişimine yenik düşmemek, fırının ateşini hiç söndürmemek adına geçmiş ile yeniyi bir araya getiriyor. Galatta 1950’de tamamı ekşi mayadan üretilen ekmekler, Fransız bagetleri, beyaz bagetler, kekikli domatesli focaccia ekmeklerden yapılan mis gibi sandviçler bulabilirsiniz. Burada ayrıca coğrafi işaretli zeytinyağıyla yapılan günlük mezelerle tadımlık tapaslar, bruschetta’lar, yine ekşi mayalı, kırk sekiz saat fermente edilmiş hamurdan Napolitan pizzalar bulabilirsiniz. Üstelik seçenekler arasında glütensiz, vegan ve vejetaryen alternatifler de mevcut. Galatta 1950’nin gurme bir mutfağı olduğunu söylemek şart. Ürünler, ülkenin pek çok noktasındaki yerel üreticilerden tedarik ediliyor. Zeytinyağlarından acı biberle kaynatarak acı biber yağı, sarımsak yağı, limon yağı yapıyorlar. Çanakkale zeytinyağı, Rize Balı, Rize kavurması, mısır unu, Trakya kaşarı, Sakarya peynirleri, Antep baharatları, Kastamonu mantar turşuları, reçeller, kozalak pekmezi gibi mevsimine göre değişiklik gösteren pek çok lezzet, sahne arkasında misafirler için hazır bekliyor. Mekanın eklektik olarak tanımlanan mutfağı Şef İbrahim Köse’ye emanet. Hem oturup yiyebileceğiniz hem de satın alıp evinize götürebileceğiniz oldukça zengin bir şarküteri tezgahı var. Burada ekmek, sandviç ve pizzanın yanı sıra Fransız soğan çorbası, anne köftesi, taş fırınından çıkan kuzu tand

Strada ve Cafe Cadde’den tanıdığımız Doruk Turanlı ve ekibinden Uzak Doğu mutfağı sevenleri mutlu edecek bir haberimiz var. Suadiye’de açılan Machi, Japon ve Peru lezzetlerinden özenli ve zengin bir seçki sunuyor. Japoncada ‘mahalle’ anlamına gelen Machi dinamik, sade ve şık dekorasyonu ile misafirlerine farklı bir yeme içme deneyimi yaşatmayı hedefliyor. Machi mutfağının temelinde, 19. yüzyılın sonlarına doğru Peru’ya göçmüş Japonların oluşturduğu Nikkei mutfağından örnekler yer alıyor. Bu mutfağın temel prensibi; taze deniz ürünleri, pirinç, soya gibi Japon mutfağına ait olan ürünlerin yerel Peru lezzetleri olan mısır, patates ve acı biberler ile harmanlanması. Menüde ayrıca Japon mutfağından alışık olduğumuz nigiri, tataki gibi yemekleri Peru dokunuşlarıyla görmek mümkün. Machi’de öne çıkan yemeklerin başında ceviche’ler var. Özellikle somon ceviche, ekşi, ferahlatıcı tatların deniz ürünleriyle olan birleşimini sevenler için sağlıklı, lezzetli bir seçenek oluyor. Bunun yanı sıra mekan oldukça geniş bir sushi menüsüne sahip. En çok rağbet gören sushiler ise Mexican, truffle suzuki ve sapporo roll. Ayrıca sıcak yemekler kategorisinde yer alan Robata yani Japon ızgarasında pişen yemekler grubundan aji biberli yuzu sosa sahip olan deniz tarağı kushiyaki ve bonfile robata müdavimlerin favorileri arasında. Çiğ veya yarı pişmiş yemeklerle aranız iyiyse Japon-Peru füzyonundan yola çıkarak hazırlanan ve içinde üç farklı balığı bulunduran trio tiradito tabağını mutlaka denemeli. Veg

Kökleri Aztek ve Mayalara kadar uzanan binlerce yıllık Meksika mutfağının ülkemizdeki temsilcisi, şimdi de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun yerel lezzetlerini Perran Ocakbaşı’nda misafirleriyle buluşturuyor.  Bölgenin yetiştirdiği ödüllü ustalardan Mehmet Keskin’in mutfak şefliğini yaptığı Perran Ocakbaşı menüsünde ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü et yemeklerini bulabilirsiniz. Mekanın favori lezzetlerinden birkaçını sıralayalım… Yöresel ismiyle Lıklıkı Köfte olarak bilinen kokoreçli içli köfte, Perran içlisi adıyla karşınıza çıkıyor. Kurabiye kebapta mangalda pişen bonfile etler, tereyağı ve özel soslarla servis ediliyor. Miftahi tas kebabı, ismini Urfa’nın Miftahizade lakâbıyla tanınan yerli bir ailesinden alıyor. Mekanın bir diğer spesiyali ise mangalda pişen kıyma kebabına bonfile et sarılarak hazırlanan dolama kebap. Ayrıca ocakbaşı konseptinin vazgeçilmezleri arasında yer alan Adana kebap, şaşlık, lahmacun gibi klasikler de menüdeki yerlerini alıyor. Mezelerde de oldukça iddialı olan Perran Ocakbaşı’nda pancar, nohut, kurutulmuş domates, gün kurusu kayısı ve fille bademle hazırlanan perrane, mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında. İçerisinde semizotu, yeşil elma, süzme yoğurt, sarımsak ve tarhana kıtırı bulunan mastaveyi de tatmalısınız.  Perran Ocakbaşı misafirlerine alıştıklarının çok ötesinde bir lezzet deneyimi sunuyor.

Ortaköy’ün muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde lezzetli yemeklerin, özel kokteyllerin ve eğlencenin tadına varabileceğiniz bir adres Nite. Kutlamalar, yıl dönümleri, davetler ve iş yemekleri için tüm beklentileri karşılayan mekan, servis ve hizmet kalitesiyle de öne çıkıyor. Genç şef Tufan Başal ve ekibi, Nite mutfağında Asya, İtalyan, Fransız ve Türk mutfağından lezzetler hazırlıyor. Şef, Türk mutfağının geleneksel tatlarını dünya mutfağı ile buluşturarak en özgün tatları ve pişirme tekniklerini lezzet meraklılarının beğenisini sunuyor. Mezeler, soğuk-sıcak başlangıçlar, salatalar, garnitürler, kırmızı ve beyaz et, deniz mahsulleri, spesiyal kokteyller ve enfes tatlılar ile göze ve damağa hitap ederek misafirlere tam bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Acılı avokadolu tuna tartar, miso soslu köz patlıcan, dana kroket, mantar dolgulu tavuk but ve dana bonfile lomo saltado Nite menüsünün en iddialı tabaklarından… Tatlılar deyip geçmeyelim. Mutlaka tatmanızı tavsiye edeceğimiz tatlı menüsünden birkaç öneri bırakalım: çıtır kabak tatlısı, orman meyveli cheesecake, çikolata dolgulu rulokat.  Nite, konuklarını geniş ve şık barında gün batımına karşı spesiyal kokteyller eşliğinde anın tadını çıkarmaya davet ediyor. Restoranın orta alanına konumlandırılan bar tüm ihtişamıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Dev avizelerin ışıltısında ve Ortaköy’ün eşsiz manzarasında kaliteli müzikler eşliğinde eğlenirken, özel tariflerle hazırlanan Halley, Off Nite, Luna, Gala ve Oranj gibi muhteşem koktey

Kış tatiline çıkmadan kayak sonrası ruhunu Fenerbahçe’ye taşıyan bu küçücük ve samimi mahalle kafesi, Fransız esintileri taşıyor. Apres, Fransızcada ‘kayak sonrası’ anlamına gelen ‘apres-ski’ ifadesinden türemiş. Menüyü de bu kavramla paralel olacak şekilde tasarlamışlar; günün spesifik zamanlarına yönelik ürünler sunuyorlar. Örneğin Apres’ye spordan sonra uğrayıp bol proteinli sporcu omletiyle egzersizinizi etkisini tamamlayabilirsiniz. Beş yumurtalı sporcu omletinde hindi füme ve lor peyniri var. Yeşil salata ve kızarmış ekmekle servis edilen bu bomba kahvaltı sizi kendinize getirecek. Uyandıktan hemen sonra taze içecekleri tadabilir, yoğun bir çalışma gününün ardından ise iyi bir kahve eşliğinde tatlıları deneyebilirsiniz. Apres’de nitelikli kahvelerin yanı sıra Fransız omletleri, ekşi mayalı tostlar, Fransız bagetinde sandviçler ve ekmek üstü lezzetler de bulunuyor. Acı biber reçelli rozbif tost, taze soğanlı krem peynirli omlet, İtalyan salamlı baget sandviç ve croque madame menüde öne çıkanları arasında. Ayrıca günün çorbasıyla içinizi ısıtabilirsiniz.  Tezgahta günlük değişen tatlı ve tuzlular arasında glütensiz ve şekersiz seçenekler de var. Mevsimsel olarak değişen menüden istediklerinizi, hazırladıkları piknik kutularında take away olarak alıp sahile inebilirsiniz. Özellikle ekşi mayalı ekmekle yaptıkları tostlar ve yine ekşi mayalı Fransız bageti sandviçler sahil pikniklerinizin leziz eşlikçileri olabilir. Apres Coffee & More, pazar - perşembe günleri arasında 08.0

Moda’nın en yenilerinden Snug, 2024’ün ilk günü kapılarını açtı. Kahvaltıya özel ilginiz varsa Snug’ı mutlaka gidilecek yerler listenize not etmelisiniz çünkü buranın konsepti, gün boyu kahvaltı. Mekanın amacı, misafirlerine sıradan kahvaltıların ötesinde leziz, farklı ve tabii ki fazlasıyla doyurucu bir deneyim sunmak. Mutfaktan çıkan tüm tabaklar Snug şefleri tarafından buraya özel reçetelerle hazırlanıyor. Salçalı soğanlı kavrulmuş anne patatesi ve yumurtanın çeşitli halleriyle özlediğinin anne kahvaltılarını Snug’da bulabilirsiniz. İddialı oldukları Berlin usulü egg sando seçenekleriyse hem göze hem de mideye hitap ediyor. Sando çeşitlerinin yanı sıra Snug scramble ve mom’s plate mekanın en çok tercih edilen lezzetleri. Vejetaryenler için sando çeşitleri, etnic snug, mash&smash isimli tabaklar, glutensiz beslenmeyi tercih edenler için ise glutensiz cookie ve glutensiz tiramisu menüde yerini alıyor. Snug’ın mutfağından çıkan ürünlerin lezzetinde malzeme seçiminin büyük rolü var. ⁠Sosis, sucuk, bacon, hindi füme gibi şarküteri ürünlerini kasaplarına kendi reçeteleriyle özel olarak yaptırıyorlar. Meyve ve sebzeler ise günlük olarak halden geliyor. Mekanın arkasında ise Şef Orhan Can Yumrutepe önderliğindeki mutfak ekibi ve Kaen Sushi, Hangry21 gibi markalara imza atmış kurucu ortaklardan Samet Korkmaz ve uzun süredir yiyecek-içecek sektöründeki firmalarına danışmanlık ve sosyal medya hizmeti veren Overthinker Digital’ın sahibi Yusuf Sezgin Karahasan var. Dekorasyonda sarı ve

Lahmacunuyla meşhur olan Forno Balat’ın taş fırınından çıkan pizzalar da nefis mi nefis. Ahşap ağırlıklı, renkli ve sıcacık bir ortama sahip olan Forno Balat’ın ekibi etlerini aile kasabından, sebzeleri mahalle manavından, baharatları ise kadınlar pazarından temin ediyor. Balat’ın tarihi ara sokaklarında adeta bir vaha olan ve yıllardır hem pizzalarının hem de pide, lahmacun gibi lezzetlerinin kalitesinden ödün vermeyen Forno Balat’ı daha önce ziyaret etmediyseniz mutlaka keşfetmenizi öneririz. Izgara sebzeli pizza, pizza margherita, karışık pizza, porcini mantarlı pizza (mozzarella, parmesan, domates sos, çeri domates, beyaz trüf yağı, fesleğen), dört peynirli pizza  (mozzarella, çedar, gorgonzola, parmesan, çeri domates), ton balıklı pizza, dana kaburgalı pizza ve tavuklu pizza seçeneklerinden biri mutlaka damak tadınıza uygun.

Son yıllarda birbiri ardına açılan mekanlarla şehrin popüler semtlerinden biri haline gelen Bomonti’nin en sevilen adreslerinden biri kesinlikle The Ordinary. Burası pizzacı değil, ancak pizzaları o kadar lezzetli ki size tavsiye etmesek olmazdı. Şehrin popüler adresleri Batard ve Zula’nın yaratıcıları Cihan Kıpçak ve Üryan Doğmuş’un imzasını taşıyan The Ordinary’de mekan tasarımından menüye kadar her detay incelikle düşünülmüş. Açık mutfak konsepti sayesinde yemeğinizin hazırlanırken ne gibi aşamalardan geçtiğini görebiliyorsunuz; ‘The Bear’ dizisini sevenlere duyurulur. Duvarlardaki siyah beyaz fotoğrafların ve aynaların da etkisiyle mekanda sıcacık bir İtalyan restoranı havası esiyor. Napoliten usulü hazırlanan pizzaların her biri çoktan şehir efsanesine dönüştü bile. Taptaze malzemeleri ve leziz mi leziz kenarlarının bunda payı büyük kuşkusuz. Özellikle pepperoni pizzalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.

Şehrin en sevilen İtalyan restoranlarının başında gelen Pap’s Italian’ın pizzaları nefis mi nefis. Mekan Napolili şef Luigi Mariconda yönetiminde ilk olarak 2015 yılında Karaköy’ün kalbi Tarihi Fransız Geçidi’nde kapılarını açmıştı. Şehirdeki ikinci Pap’s Italian şubesi ise kapılarını 2019 yılında Emaar Square Mall’da açtı. Lakabı Gigi olan şef Luigi’nin aile tarifleriyle hazırlanıyor Pap’s Italian’daki tüm yemekler. Menünün lezzet sırrı da bu olsa gerek. 40 yıllık ekşi mayayla hazırlanan pizzaların tadına doyum olmuyor. Ricotta peyniri krema, karides, kalamar, pesto soslu çeri domates ve roka içeren pizza con gamberi e calamari gerçekten enfes. Domates sos, burrata peyniri, chorizo, parmesanla hazırlanan pizza burrata e chorizo’yu da denemeyen bin pişman. Bir diğer favorimiz olan pizza con bresaola e funghi ise Domates sos, bresaola, mantar, çeri domates ve mozzarellayla hazırlanıyor. Mekanın Karaköy şubesi toplam 50 kişilik kapasitesiyle samimi ama şık bir atmosfer sunuyor. Emaar Square Mall şubesi ise çok daha geniş bir alan sahip; içeride 50, dışarıda 100 kişiyi ağırlayabiliyor. Pap’s Italian’a yolunuzu düşürdüğünüzde yemeğinizi şefin özel tarifi olan tiramisuyla noktalamayı unutmayın. Şube: Emaar Square Mall: Libadiye Caddesi 81-82, Üsküdar