[title]
Günümüzün en önemli kadın yönetmenlerinden Sally Potter’a, Virginia Woolf’un ‘Orlando’sunu beyazperdeye aktardığı 1992 tarihli filminden aşinayız çoğumuz. Filmlerinde feminist metinlerin izlerine ve güçlü kadın karakterlere sıkça rastladığımız Potter, bu kez iki genç kızın arasındaki güçlü bağı anlattığı bir büyüme öyküsüyle karşımızda. 60’lı yıllarda, Soğuk Savaş’ın geriliminin yükseldiği bir zamanda geçen bu dönem filmi, Ginger ve Rosa adındaki iki kızın hem birbirlerini hem de etraflarındakileri değiştiren sıra dışı dostluğunun öyküsü. Birbirleriyle hayata dair her şeyi paylaşan, kadın olmakla ilgili sorulara kafa yoran, dünyada olup bitenlerle yakından ilgilenen Ginger ve Rosa rolünde sırasıyla Elle Fanning ve Alice Englert birçok eleştirmenin kalbini çaldı. Yer yer fazlasıyla şiirsel ve felsefi olmaya çalışmakla eleştirilen
‘Ginger & Rosa’, iki genç oyuncusu arasındaki inanılmaz uyum ve bu iki genç kız aracılığıyla Potter’ın aralara serpiştirdiği keskin gözlemlerle kuvvetleniyor. Görüntü yönetimi de oldukça başarılı olan filmde ‘Mad Men’den tanıdığımız Christina Hendricks ile deneyimli oyuncu Annette Bening gibi isimlerin yer aldığını da hatırlatalım. Bu kendine has İngiliz yönetmenle tanışmak isteyenler için iyi bir fırsat, Potter müdavimleri ise zaten kaçırmazlar.
Uzun lafın kısası: 60’ların İngiltere’sinden bir büyüme öyküsü, iki genç kadından iki muhteşem performans, fonda ise nükleer savaşın eşiğine gelmiş bir dünya.