Liseli Polisler 2

Hiç kimse, filmin yaratıcıları bile 80’li yılların kitsch TV dizisi ‘21 Jump Street’in 2012 yılındaki sinema uyarlamasının büyük bir gişe başarısı getireceğini tahmin etmemişti. Dizinin ilk sinema uyarlamasında ucuz numaralara başvuran bir öyküden ziyade kendisiyle dalga geçen bir hikâye anlatılıyor ve film hem çok sevilesi hem de hiç görmeye alışık olmadığımız bir komedi ikilisini, Channing Tatum ve Jonah Hill’i bir araya getiriyordu. Serinin ilk filmindeki sinsi espri anlayışından ilham alan bu yeni film ilkinin yarattığı şaşkınlığı yaratamasa da hayal kırıklığına da uğratmıyor.
 

Komiser, şapşal polisler Jenko ve Schmidt’e “Geçen sefer yaptığının aynısını yapmanı istiyorum.”  diyor ve film de onların yaptığının aynısını yapıyor, bir önceki filmin izinden gidiyor. İki polis, uyuşturucu çetesini yakalamak için öğrenci kılığına girip üniversiteye gidiyor. Filmden bekleyeceğiniz şekilde genç kadınlarla tanışıyor ve birkaç araba takibine dâhil oluyorlar. Bunların yanında kankalıkla homoerotizm arasındaki ince çizgiden doğan komik anlar ise filmin artısı oluyor.
 

Fakat bunların hepsi bir noktadan sonra yorucu olmaya başlıyor. Olay örgüsü oldukça gevşek bir şekilde ilerliyor, aksiyon sahneleri ilk filmdeki gibi heyecan yaratmıyor, tuhaf Schmidt ve çekici Maya (Amber Stevens) arasındaki ilişki fazlasıyla ‘iyi niyetli’ bir şekilde resmediliyor. Fakat ‘22 Jump Street’ güçlü noktalarının üzerine gitmesini de biliyor. Tatum ilk filmdekinden çok daha sevimli bir performans ortaya koyuyor ve Hill ile sahneleri büyük bütçeli komedilerde görmeye alışkın olmadığımız samimi bir mizah doğuruyor. Film slapstick komedinin kaliteli bir örneği aynı zamanda, hatta sahnelerden biri Buster Keaton’ın dehasını hatırlatıyor. Şu ana kadarki en komik kapanış jeneriklerinden birine sahip olan film son kertede hantal bölümlere sahip olsa da onları görmezden gelmemize neden olacak kadar parlak fikirle dolu.Tom Huddleston