[title]
Terrence Malick’in ‘Badlands / Kanlı Toprak’ını (1973) hatırlar mısınız? Malick’in oyuncuları doğayla hemhal eden eşsiz sinematografisinin eşliğinde Martin Sheen ve Sissy Spacek sinema tarihinin en unutulmaz ‘kanundan kaçan çiftler’inden birine imza atmıştı. İşte ‘Ain’t Them Bodies Saints’ de Malick’in bu mirasını devralıyor. 1970’lerin Teksas’ında, western’leri hatırlatan bir atmosferde geçen filmin kamerası, Malick’in ‘Badlands’ ve ‘Days of Heaven / Cennet Günleri’nde (1978) kurup, yakın zamanda ‘The Tree of Life / Hayat Ağacı’nda (2011) perçinlediği bu Amerikan kırsalı ikonografisini fazlasıyla kullanan bir film. Ain’t Them Bodies Saints’in kanun kaçağı âşıklarının isimleri Bob (Casey Affleck) ve Ruth (Rooney Mara). İki genç âşık, silahlarını kuşanıp nerede kanunsuz iş varsa hepsine bulaşıyorlar. Bir gün polis tarafından kuşatıldıklarındaysa olanlar oluyor ve Bob kendini hapishanede buluyor. Bob dört yıl sonra hapishaneden kaçıp Ruth’u ve o hapishanedeyken doğan çocuklarını bulmak istiyor, ama hayatına bıraktığı yerden devam etmesi pek de kolay olmuyor. Silahlar yine susmuyor, entrika ve ihanetler birbirini kovalıyor… Prömiyerini Sundance’te yapan ve burada En İyi Sinematografi ödülünü kazandıktan sonra Cannes’da Eleştirmenlerin Haftası bölümüne seçilen ‘Ain’t Them Bodies Saints’, epey tanıdık ‘kanundan kaçan çiftler’ izleğine ufak dokunuşlar yaparak ortaya girift bir film çıkarıyor; atmosfer kurmak ve farklı bir zaman-mekân yaratmak sınavlarından da yüzünün akıyla çıkıyor. Tüm bunlar da, burnumuza fazlasıyla gelen Terrence Malick kokularını unutup anlatılan hikâyeye dalmamızı sağlıyor. ‘Bonnie & Clyde’ (1967), ‘Badlands’ ya da ‘Thieves Like Us’ (1974) gibi bir klasik beklemeyelim, ama Filmekimi’nde kaçırmış olanlar, Amerikan bağımsız sinemasının son dönemde adından çokça söz ettiren bu filmine bir şans vermeli.
Uzun Lafın Kısası: Amerikan bağımsız sineması Terrence Malick’i yeniden keşfediyor; özgün değil belki ama yine de izleyiciyi sımsıkı sarmasını biliyor.