[title]
Oyuncuların yönetmenlik sevdası her zaman kötü sonuçlanmıyor. ‘(500) Days of Summer / Aşkın (500) Günü’ (2009) ile dikkatleri çektikten sonra, ‘Inception / Başlangıç’ (2010) ve ‘Dark Knight Rises / Kara Şövalye Yükseliyor’la (2012) yüzünü hepimizin hafızasına kazıyan genç oyuncu Joseph Gordon-Levitt, sıra dışı bir komedi filminin yönetmeni olarak karşımızda. Başrolü de kimselere vermeyen Gordon-Levitt, New Jersey’de geçen modern bir Don Juan hikâyesi anlatıyor. Kadınlarla arası epey iyi olan Don Jon, ailesine bağlı, kiliseye gitmeye düşkün biridir, ama aynı zamanda hiç vazgeçemediği bir alışkanlığı vardır: Porno izlemek. Hayatı çelişkilerle dolu olan bu ilginç karakter, kadınlarla günübirlik takılmaktan sıkılır ve içindeki boşluğu gidermek için âşık olması gerektiğine karar verir. Bunun için de birbirinden güzel iki aday vardır karşısında: Barbara (Scarlett Johansson) ve Esther (Julianne Moore). Don Jon, gerçekten de, âşık olup daha dingin bir hayat yaşamaya başlar. Ne var ki, vazgeçemediği alışkanlığı, yani pornoya olan bağımlılığı, sevgilisiyle olan ilişkisinde epey başını ağrıtacaktır. Joseph Gordon-Levitt, yarattığı oldukça abartılı ama eğlenceli bu Don Jon karakteriyle, günümüz romantik komedilerinin naifliğinden oldukça uzakta, aşk ve pornoyu yan yana koyan, kitsch olmaktan hiç gocunmayan bir filme imza atıyor. Sundance’te de gösterilen ‘Don Jon’un, eleştirmenlerden de geçer not aldığını ekleyelim.
Uzun lafın kısası: Joseph Gordon-Levitt’ten ‘aşk mı yoksa porno izlemek mi?’ diye soran kitsch bir modern zamanlar Don Juan’ı.