[title]
İhtişamlı müzikalleri post-modern estetikle cümbüşlü bir şekilde beyazperdeye taşıyan, hem sinema teorisyenlerine bol malzeme veren hem de seyirciye bolca keyif vaat eden nev-i şahsına münhasır bir yönetmen Baz Luhrmann. Muhteşem Shakespeare uyarlaması ‘Romeo + Juliet’i (1996) ya da bol oyunlu ‘Moulin Rouge!’u (2001) gördüyseniz Avustralyalı yönetmenin nelere kadir olduğunu da anlamışsınızdır. Baz Luhrmann bu kez Amerikan edebiyatının köşetaşlarından, bir F. Scott Fitzgerald klasiği olan ‘The Great Gatsby’yi sinemaya uyarlıyor. 1920’lerin Amerika’sında, I. Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde geçen roman, Fitzgerald’ın favori teması olan Caz Çağı’nı da tüm gelgitleriyle tasvir ediyor. Caz da işin içinde olunca, Luhrmann yine tam kendi maharetlerine uygun bir işe el atmış gibi gözüküyor. Yine bolca post-modern numara, yine bolca müzik ve cafcaflı görsellik… Leonardo DiCaprio’nun yanı sıra, son yılların en güçlü kadın oyuncularından Carey Mulligan’ın varlığıyla da dikkat çeken ‘The Great Gatsby’, bu ay gerçekleşen Cannes Film Festivali’nin de açılış filmi. Uzun lafın kısası, kaçmaz!