Prisoners

Denis Villeneuve’ün adını, Montreal’de birçok üniversiteli kadının katledildiği olayı anlatan ‘Polytechnique’ (2009) ile duymadıysanız bile, ödüle doymayan ve Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına da aday olan ‘Incendies / İçimdeki Yangın’dan bahsedildiğini işitmişsinizdir muhtemelen. Kanadalı yönetmen, festival festival gezen bu iki filmin ardından, onu geniş kitlelere ulaştıracak iddialı bir gerilimle karşımıza çıkıyor. Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Paul Dano ve Melissa Leo gibi piyasanın aranılan oyuncularından oluşan kadrosu da filmin bu iddiasını destekler nitelikte. ‘Prisoners’ temelde basit bir öyküye sahip. Tipik bir Amerikan banliyösünde yaşayan Keller Dover (Hugh Jackman) ve Grace Dover (Maria Bello) altı yaşlarındaki kızları Anna’yla beraber Birch ailesini ziyarete gittikleri sırada, Birch’lerin kızı Joy’la birlikte Anna da ortadan kayboluyor. Aileler telaşlanmamaya çalışıp işi doğrudan Dedektif Loki’ye havale ediyorlar. Olayın bir numaralı sanığı Alex de yakalanınca küçük kızlara çabucak ulaşacaklarını düşünüyorlar. Ne var ki işler hiç de planlandığı gibi gitmiyor. Zekâ geriliğine sahip Alex polis tarafından serbest bırakılıyor. Keller Dover ve Dedektif Loki arasında, kayıp kızları bulma yöntemleri konusunda fikir ayrılıkları yaşanıyor ve Keller sonunda işi kendi ellerine almaya karar veriyor. Bundan sonrası, Alex, Dedektif Loki ve Keller arasındaki bir psikolojik harbe dönüşüyor. Kızını bulmak için bir adamın hangi sınırları aşabileceğini, kendi içindeki vahşeti ne derece meydana çıkarıp hangi ahlaki kuralları çiğneyebileceğini muhteşem bir performansla ortaya koyan Hugh Jackman, Keller rolünü hafızalara kazıyacak gibi gözüküyor. ‘Little Miss Sunshine / Küçük Gün Işığım’ (2006) ile dikkatleri çeken, daha sonra ‘There Will Be Blood / Kan Dökülecek’teki (2007) hastalıklı rahip rolüyle unutulmazlar arasına giren Paul Dano ise filmin başarısının ardındaki asıl yıldız. Suçluluğu konusunda baştan sona izleyicinin kafasını karıştıran Alex, filmin sıradan gibi gelebilecek öyküsünü bulandırıp sofistike hale getiren baş etmen. Adını İskandinav Tanrısı Odin’in kötücül oğlu Loki’den alan Dedektif rolündeki Jake Gyllenhaal da karakter derinliği konusunda bu ikiliye ayak uyduruyor. IMDB’nin meşhur 250 filmlik listesine şimdiden girmeyi başaran ‘Prisoners’, insanın kanını donduran şiddet sahneleri, karanlık atmosferi ve izleyiciyi sürekli terk köşeye yatıran hikâyesiyle uzun süredir görmediğimiz kadar sağlam bir gerilim filmi.

UZUN LAFIN KISASI Merakınızı sürekli ayakta tutan bir kurgu, derinlikli karakterler ve midenize yumruk gibi inen sert sahneler… Daha ne olsun?