[title]
Avustralyalı yönetmen Cate Shortland’a sayısız ödül kazandıran ‘Lore’ Nazi dönemini anlatan filmlere dair ezberimizi bozuyor. 1945’te Hitler’in öldüğü ve Naziler’in çöküşünün hızla gerçekleştiği bir dönemde geçen filmin başkahramanı, SS subayı bir babanın kızı olan, daha küçüklükten has bir Nazi olarak yetiştirilen 14 yaşındaki, sapsarı saçlara sahip Lore. Kötürümleri küçümseyen, Yahudiler’den nefret eden Lore, seyirci için özdeşleşmesi hiç de kolay bir karakter değil. Cate Shortland’ın filminin başarısı, dünyayı bir Nazi olarak algılamaya güdülmenmiş bu kızın değişimini oldukça inandırıcı bir şekilde adım adım yaratmasında yatıyor. Lore’un SS subayı babası ve en az onun kadar Nasyonal Sosyalizm’e inanmış annesi, rüzgâr ters yönden esmeye başlayınca Lore’u ve diğer çocuklarını terk etmek zorunda kalıyor. Annesi, küçük kız ve erkek kardeşlerini Lore’a emanet ediyor ve onları ormanın sonundaki büyükannelerine götürmesini tembihliyor. Bildiğiniz ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ öyküsü bu, ama karşımızdaki epey karanlık bir masal! Lore, yolculuk sırasında birçok dehşete tanıklık ediyor, Nazilerin yarattığı kötülükle yüzleşmeye başlıyor. Karşısına hiç beklenmedik bir şekilde çıkan Yahudi bir göçmen de onun hayata bakışını tümden değiştiriyor. Baştan sona olağanüstü bir atmosfere ve görüntü yönetimine sahip olan film, öyküsünü dokunaklı ama hiçbir zaman aşırı duygusal yollara sapmadan aktarmayı başarıyor. Lore rolündeki Saskia Rosendahl ise uzun süre akıldan çıkmayacak bir performans sergiliyor. Cate Shortland ile Time Out London’ın yaptığı röportaj için tıklayın.
Uzun lafın kısası: Küçük bir Nazi’nin ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ benzeri yolculuğu, Naziler’e dair çekilmiş en etkileyici filmlerden birine dönüşüyor.