Büyük Gözler

Yıllardır dişe dokunur tek bir film bile çekemeyen Tim Burton son filminde fantastik dünyalardan uzaklaşarak gerçek bir öyküyü beyaz perdeye aktarıyor. Büyük gözlü çocuk resimleriyle bilinen ressam Margaret Keane’in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan film sanat tarihinin en sansasyonel olaylarından birini ele alıyor.
 

1950’li yıllarda banliyöde mutsuz bir hayat sürerken küçük kızını alıp San Francisco’ya taşınan Margaret, burada ressam olduğunu iddia eden Walter Keane ile tanışır. Margaret’ın yaptığı resimlerin sanat piyasasında oldukça değerli bulunduğunu anlayan Walter karısının yaptığı resimleri pazarlamaya başlar. Bir kadının ciddiye alınmayacağını bilen Margaret, kocasıyla aslında gizli bir anlaşma imzalamıştır. O resimleri yapacak, Walter da onları satarak ailesini geçindirecektir. Fakat ikili büyük bir servete kavuşunca işler kontrolden çıkar.   
 

Kadının adının olmadığı bir dönemde, özgüven eksikliği nedeniyle bütün emeğini kocasına teslim eden Margaret’ın öyküsü 1950’li yılların erkek egemen Amerikan toplumunun bir portresini gözler önüne seriyor. Fakat sadece Margaret’ın gözünden anlatılan öykünün kimi yerlerde büyük inandırıcılık sorunlarına sahip olduğunu da belirtmeden geçmemek gerek. Burton’ın fazlasıyla plastik anlatımı ve senaryodaki klişe diyaloglar ise ‘Big Eyes’ın dramatik yapısına oldukça zarar veriyor.

Big Eyes / Büyük Gözler: Amy Adams röportajı

Kariyerinde zirveye geç ulaşmış ama başarıyı olgunlukla göğüslemiş, dört dörtlük bir Hollywood yıldızı Amy Adams. Kendisiyle son buluşmamız ‘Big Eyes’la Oscar adaylığını teğet geçse de performansı unutulacak gibi değil. David Ehrlich, Adams ile New York’un şatafatlı otellerinden birinde buluştu.