Frances Ha

Amerikan bağımsız sinemasının yeni gözdelerinden Noah Baumbach’ı nasıl bilirsiniz derseniz, 2010’da çektiği ‘Greenberg’e kadar epey iyi bilirdik aslında. ‘The Squid and the Whale / Mürekkep Balığı ve Balina’ (2005) ile ‘ Margot at the Wedding / Kızkardeşim Evleniyor’ (2007) yönetmenin ismini her filmi takip edilecekler listelerine sokmaya yetmişti. Parçalanan aileleri anlatmaktaki başarısı, sağlam kalemi ve su gibi akıp giden diyaloglarla anlatısını kurma konusundaki hüneri takdire şayandı. Hatta, arada vakit bulup, ‘The Life Aquatic with Steve Zissou / Steve Zissou ile Suda Yaşam’ (2004) ve ‘Fantastic Mr. Fox / Yaman Tilki’ (2009) gibi Wes Anderson filmlerinin senaryolarına da imza atmıştı. Noah Baumbach, araya karışan ‘Greenberg’ başarısızlığını unutturabilecek bir filmle karşımızda bu kez. İsmini, New York’ta hayata tutunmaya çalışan genç bir kadından alan ‘Frances Ha’, sıradan karakterle dolu, minicik bir bütçeye sahip, iddiasız, ama keyifli ve akılda kalıcı bir film. Lena Dunham’ın yarattığı ‘Girls’ adlı yeni televizyon fenomeninin sinemadaki izdüşümü olduğunu söyleyebileceğimiz ‘Frances Ha’, okul ve iş hayatı arasındaki dönemde sıkışıp kalmış, ev kirası baskısını omuzlarında hisseden, hayattaki yerini bulamamış bir grup New York’lu gencin etrafında dönüyor. Filmin senaryosunun oluşmasında da büyük katkısı olan Greta Gervig’in canlandırdığı Frances, adeta hem ailesi hem de sevgilisi haline gelmiş olan ev arkadaşı başka bir eve çıkmaya karar verince derinden sarsılıyor ve ‘büyümek’, New York’a ayak uydurmak zorunda kalıyor. Bir yandan modern dansla uğraşma konusundaki hayalleriyle, bir yandan da başını sokacak ev bulabilme telaşıyla New York sokaklarını arşınlıyor. Baumbach ve Gervig, bu sancılı süreci oldukça hafif bir tonda, iddialı laflara girişmeyen, sahici diyaloglarla anlatıyorlar.

Uzun lafın kısası: Taze televizyon fenomeni ‘Girls’ü sevenler, Noah Baumbach’ın bu son filmini de sevdiler!