Gloria

Hayır, alıştığımız gibi yürekleri ısıtan bir dostluk ya da hayatta kalma öyküsü değil bu; Gloria makyajını yapıp en seksi kıyafetlerini giyip gece kulüplerinde çılgınca dans etmeyi seven, zaman zaman da eve yalnız dönmeyen bir kadın. Gloria’ya acımıyoruz, Gloria için üzülmüyoruz, aksine ona imreniyoruz, hatta biraz daha ileri gidersek ondan hoşlanmaya bile başlıyoruz. Anlayacağınız sinemada pek de görmediğimiz bir karakterle karşı karşıyayız. Tabii ki bir filmin ‘iyi’ olması için normların dışına çıkması yetmez, ‘Gloria’ yaşlılığına yaklaşan ama hayatını yavaşlatmayan bir kadını odak noktası yapıyor diye filmi başarılı bulmak pek de sağlıklı bir bakış açısı değil. İşte bu anda da Gloria rolündeki Paulina Garcia’nın mükemmel performansı yetişiyor imdadımıza. Mütevazı bir titizlikle işlenen senaryoda da, filmin görsellerinde de pek fazla kusur bulmak mümkün değil. Bu sebepten olacak ki Berlin Uluslararası Festivali’nde yönetmene ‘Jüri Ödülü’, Paulina Garcia’ya da ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandıran film, ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Şili’nin Oscar adayı olmuş durumda. Geçtiğimiz Filmekimi’nde gösterilen filmin biletleri kapış kapış satılmış ve ek gösterimleri yapılan festival favorilerinden olmuştu. Başka Sinema sağolsun, ‘Gloria’ hakettiği gibi vizyona uğruyor.

UZUN LAFIN KISASI Başrol oyuncusuyla parlayan, samimi bir hikâye. Durgun ve özgün filmlerden uzak duranların bile en azından yaşlanma üzerine olumlu bir izlenim bıraktığı için hoşuna gidecektir.