[title]
Tüm bunlar kulağa sıkıcı geliyor olabilir ama Robert Redford’un tek kişilik muazzam bir performansla perdeyi her anlamıyla doldurduğu ‘All Is Lost’ öyle hemen yabana atılır cinsten bir film değil. ABD’deki finansal krizin başlangıcını masaya yatıran ve En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar’a da aday olan ‘Margin Call / Oyunun Sonu’ ile yönetmenlik kariyerine hayli sıkı bir başlangıç yapan J.C. Chandor, ilk filminde olduğu gibi burada da hem senaryoya imza atıyor hem de yönetmen koltuğuna geçiyor. Chandor, tek bir oyuncusu bulunan ve tamamı açık denizin ortasındaki daracık bir teknede geçen filmin başrolünü Redford gibi bir ustaya emanet ederek oldukça iyi bir iş yapmış. Tabii Chandor’ın hakkını da yemeyelim, dar mekânda ilgi çekici kamera açıları bulmak ve gerilimi sürekli ayakta tutmak konusunda epey başarılı olduğu filmle ilgili çıkan eleştirilerin ortak noktalarından. Geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde de gösterim imkânı bulan ‘All Is Lost’, klostrofobik atmosferiyle ve baştan sona sizi diken üstünde oturtan kurgusuyla bu ayın göze çarpan seyirliklerinden bir tanesi. Ekim’de vizyona girmesi beklenen film, biraz gecikmeli olarak izleyicilerin karşısına çıkıyor.
Uzun lafın kısası: Okyanusun ortasındaki bir teknede hayatta kalma savaşı… Robert Redford’dan tek kişilik bir resital.