[title]
Mahmut Fazıl Coşkun’un birçok yerde magazin malzemesi haline getirilerek Ahmet Hakan’ın kardeşi olarak anılmasına aldırmamak, onu sinemasıyla konuşmak gerekiyor. İlk uzun metrajı ‘Uzak İhtimal’ (2009) ile Rotterdam Film Festivali’nde en iyi ilk filme verilen Altın Kaplan Ödülü’nü paylaşan üç filmden birinin sahibi olarak büyük bir başarıya imza atan Coşkun, düşük tonda ilerleyen, yüksek notalara çıkmaya hiç yeltenmeyen duru sinemasıyla, en çok umut vaat genç yönetmenlerimizden biri oldu.
‘Uzak İhtimal’de genç bir müezzinle onun komşusu olan rahibenin arasındaki hiçbir zaman tam olarak filizlenemeyen aşk ihtimalini olgun bir sinemasal dille anlatan Coşkun, ‘Yozgat Blues’da da benzer bir üslup tutturmuş. Duygularını ifade etmemeyi bir erdem olarak bellemiş, sessiz, ketum, belki fazlaca efendi karakterler ve onların bu iddiasızlıklarının hayatlarına kattığı hüzün ‘Uzak İhtimal’de olduğu gibi ‘Yozgat Blues’da da başrolde. Şarkı söylemeye hevesli bir gruba ders veren ve akşamları sahne alıp şansonlar söyleyen Yavuz’un (Ercan Kesal) tanıdık mekândaki bir gece işi için Yozgat’a gitmesiyle başlıyor film. Yavuz’un öğrencilerinden Neşe’nin (Ayça Damgacı) de bu Yozgat yolculuğuna eşlik etmesiyle, tuhaf bir ikili çıkıyor karşımıza. Yavuz ve Neşe hiç bilmedikleri bu şehirde dip dibe odalarda kalıp, bütün günü beraber geçirip akşam da birlikte sahne alıyorlar. Bu rutin giderek onların yaşamlarını birbirinin içine geçiriyor ama bir yandan da, aralarındaki mesafeler hiçbir zaman aşılamıyor. Yozgat’ta yaşayan berber Sabri (Tansu Biçer) ve yerel radyo programcısı Kamil’le (Nadir Sarıbacak) tanışmalarının ardından, Yozgat bu ikiliden birinin yalnızlığına derman oluyor, diğeriyse kederi ve başarısızlığıyla baş başa kalıyor. Aki Kaurismäki tarzı, sıradan insanların hüzünlü öykülerini ince bir mizahla anlatan bir film çıkıyor sonuçta karşımıza, üstelik neredeyse Coenler’in elinden çıkmış kadar başarılı ve keyifli tiplemelerle. Filmin ilk kez seyirciyle buluştuğu 32. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Ercan Kesal, kendine has performansıyla zihninizde yer etmesini biliyor. Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak ve Ayça Damgacı da oyunculuklarıyla filme çok şey katıyor. Altın Koza’da ‘Gözümün Nûru’yla birlikte En İyi Film ödülünü paylaşan ve toplam beş dalda ödül alarak festivale damgasını vuran ‘Yozgat Blues’, hem sinemamızdaki mevcut taşra temsillerin kıran farklı senaryosuyla hem de yönetmeninin giderek ustalaşan yalın anlatımı ve telaşsız temposuyla izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor.
UZUN LAFIN KISASI ‘Uzak İhtimal’in yönetmeninden Kuzey Avrupa tarzı suskun bir mizahı akla getiren, taşraya farklı bir bakış atan güçlü bir film.
Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun ile bir de röportaj patlattık.