[title]
Zaman makinesi motifli filmlerin hiçbir zaman modası geçmez. Bir başka modası geçmeyen şey de Amerikan bağımsız sinemasının topluma tam ayak uyduramayan ‘hafif çatlak’ tipleri bir araya getirerek onlardan çıkardığı indie romantik komediler. Bu ikisi kolay kolay bir araya gelmez gibi duruyor ama ‘Safety Not Guaranteed’in yaptığı aşağı yukarı bu. Çok fazla formül kokusu aldıysanız telaşlanmayın, ‘Safety Not Guaranteed’ karakterlerine şefkat göstermesini bilen ve bu şekilde tuhaf öyküsüyle sizi duygulandırmayı başaran bir film. Bağımsızların kutsal festivali Sundance’te Jüri Büyük Ödülü için yarışan ve senaryo ödülünü kapan ‘Safety Not Guaranteed’, Colin Trevorrow’un ilk uzun metrajı. Trevorrow, bir gazeteye küçücük bir ilan vererek yapacağı zaman yolculuğu için ona eşlik edecek birini arayan Kenneth’ın bir dergide çalışan bir grup insanın dikkatini çekmesiyle başlıyor. Kenneth, küçük bir kasabada yaşayan sıradan bir adam. Etrafı hırslı beyaz yakalılarla çevrili olan genç dergi stajyeri Darius, bu şaşırtıcı adamın hayatını ilk başta bir gazetecilik merakıyla takibe alıyor, ancak Kenneth’a yakınlaştıkça, onun zaman makinesinin varlığına inanmaya, onun tuhaflığını sevmeye başlıyor. Bu ikilinin arasında doğacak aşkı tahmin etmek güç değil ama işleri hiç kolay değil zira zaman makinesi lafını duyunca işin içine FBI ajanları bile giriyor. !f İstanbul’da izleme şansını bulduğumuz ‘Safety Not Guaranteed’ zaman zaman ‘tuhaf âşıklar’ klişelerine boyun eğse ve yan karakterlerine yeteri kadar özen göstermese de, romantik komedi türüne getirdiği tat ve güçlü ana karakterleriyle izlenmeye değer bir Amerikan bağımsızı.
Uzun lafın kısası: Hem indie, hem romantik komedi, hem de ortada bir zaman makinesi var, daha ne olsun?