[title]
30 küsur yılı deviren Depeche Mode, 13. stüdyo albümleri ‘Delta Machine’i yayınladı geçtiğimiz Mart ayında. Grubun şanına, şöhretine ve önemine yaraşır bir de turnedeler şimdilerde, turnenin İstanbul ayağı ise 17 Mayıs’ta KüçükÇiftlik Park’ta. ‘Delta Machine’, ‘Sounds of the Universe’ hüsranından sonra grubun bir adım öteye gittiği bir albüm. Hatta albümü ‘Violator’ (1990) ile karşılaştıranlar ve Depeche Mode’un uzun zamandır yayınladığı en iyi albüm olduğunu düşünenler de yok değil. Albümle ilgili yeri gelmişken birkaç hap bilgi de verelim: Prodüktör ‘Playing the Angel’ (2005) ve ‘Sounds of the Universe’te (2009) olduğu gibi yine Ben Hillier, Martin Gore’un vokali yine bir baladda (‘The Child Inside’) duyuluyor, bazı parçaların (örneğin ‘Should Be Higher’ ve ‘Broken’) yazımında ise Dave Gahan’ın da tuzu var. Albüme ilk dinleyişte çok ısınamıyorsunuz ancak dinledikçe içindeki cevherleri keşfetmeye başlıyorsunuz. Konserde son albüme yoğunlaşacakları gerçeğini göze alacak olursak, ‘Delta Machine’i 17 Mayıs öncesinde setlist’e yabancı kalmamıza mahal vermeyecek sıklıkta dinlemekte fayda var. Bilhassa ‘John the Revelator’ın kardeşi tadındaki, ‘Soothe my Soul’da enerjimiz tavan yapacak, orası kesin.