[title]
Mekânın hemen girişinde sağlı soğlu raflar üzerine yığılı hayatınızda göremeyeceğiniz büyüklükte kavanozlar karşılayacak sizi. Bu kavanozların içlerindekilerinin hepsinin reçel olduğunu farzederek, kendinizi kaç farklı renkte olduğunu düşünürken bulabilirsiniz. Fazla üzerinde durmamaya çalışıp, içeri yönelin. Büyük, rahat kanepeler, bir duvar dolusu plazma ekran, orta sehpalar üzerinde kitaplar, dergiler, insana dinginlik, huzur, zindelik çağrıştırıyor. Ahşap ve mermerin bir arada kullanıldığı mekânın tasarımı Hasan Mingü’ye ait. Siz bu rahatlığın rehavetine kapılmış, kendinize mayışacak koltuk arıyorken, aslında D-GYM’den sadece bir cam kadar uzakta olduğunuzu fark ediyorsunuz.
Appetite’te dondurulmuş hiçbir ürün kullanılmıyor. Domates Eskişehir’de bir köyde yetiştiriliyor, özel bir şekilde kavanozlanarak İstanbul’a getiriliyor. Zeytinyağı İzmir’de Seferihisar’ın bir köyünden getiriliyor. Un ve şeker kullanılmadan tatlı, un ve yumurta kullanılmadan çorbalar yapılıyor. Pizza ve makarnalarda integral hamur, sandviçlerde de integral ekmek kullanılıyor. Menüde hiçbir kısıtlama yok, tam tersine birçok alternatif sağlıklı tarifler ve doğal malzemelerle doğal lezzetine kavuşuyor. Çorba, salata, makarna, pizza, burger, tost, et ve balık seçenekleri hatta hamburger, chickenburger, ev yapımı kızarmış patatesi bilevar. İçecek menüsündeki alkollüler ise çeşidi ve çoğunluğuyla bizi şaşırtıyor. Biradan viskiye, konyaktan votkaya, rakıdan likörlere, yok yok menüde. Kalbimizi ise dünya şaraplarından oluşturduğu şarap menüsüyle çalıyor. Appettite bizi şaşırttı. Aklı hâlâ reçel kavanozlarında kalan varsa onların da merakını giderelim hepsi reçel değilmiş, ağırlığı taşıyamama olasılığını göze alamayıp renkli sıvılarla değiştirmişler.