[title]
Karaköy’ün cazibesinden payına düşeni daha ilk günlerden aldığına kendi gözlerimizle şahit olduk. Sokak ve otelin çevresi henüz yarı tamamlanmış bir inşaat alanıyken dahi Bank’ta oturanlar, sohbet edenler, yemek yiyenler, hatta bilgisayarını yanına alıp ufak bir ofis ortamı yaratanlar hiç de az değildi.
Gradiva’nın iç mekân tasarımını üstlenen mimar Fahrettin Aykut ‘hayat ağacı’ konsepti üzerine kurmuş tüm senaryoyu. Oteli baştan ayağa kuşatan bu konsept, Bank’a da sirayet etmiş. Bir ağacın dallarını temsil eden demir konstrüksiyonlar Bank’ın da duvarlarında. Arkalarındaki aydınlatmalarla sakinleştirici bir etkisi var.
Bank’ın menüsünü daha önce Asitane’nin mutfağında çalışan şef Bengi Kayhan oluşturmuş. Klasik bir kafe menüsünden çok kopmadan farklı seçenekler sunmayı becerebilmişler. Sabah saatleri için geniş sayılabilecek bir kahvaltı menüleri var. Havalı tostlar ve İspanyol omleti (16 TL), bacon egg benedict (23 TL), poşe yumurtalı hash brown bacon (22 TL) gibi ithal yumurtalar ağırlıkta. Dilerseniz 26 TL’ye Van tulumlu, keçi peynirli, kaymaklı bir kahvaltı tabağı da alabiliyorsunuz. Kahvaltı servisi pazar günleri 16.00’ya diğer günler 12.00’ye kadar sürüyor. Menünün diğer kalemlerinde evrensel tatları Türk işi dokunuşlarla damak tadımıza adapte etmişler. Misal Amerikan Sloppy Joe’ya (kavrulmuş kıymalı burger) nar ekşisi katarak Türkleştiriyorlar. Izgara tavuğu Antep usulü marine ederek buharda kepekli pirinçle sunuyorlar. Hafif bir öğün için ananaslı (konserve değil, taze), keçi peynirli (yumuşacık) roka salatasını tercih edebilirsiniz. Nar ekşisi de eklenince tatlı-ekşi bir salata olmuş.
Geniş bar menüsünde kendilerine özgü kokteylleri var Bank’ın. Saat daha erken ise ya da görev başındaysanız ev yapımı limonata ve buzlu çayı denemenizi öneririz. Bank, bulunduğu çevrenin önemli bir eksiğini de gideriyor. Karton bardakta kahvenizi kapıp yolunuza devam edebiliyorsunuz. Üstelik kahveler Julius Meinl’dan.
Gradiva’nın şehrin yeme-içme dünyasına katkıları Bank’la sınırlı değil. Binanın çatı restoranı Zelda Zonk (Marilyn Monroe’nun otel rezervasyonlarında kullandığı takma ad) şık, ağır, oturaklı akşam yemekleri için özel planlanmış. En güzel sürpriz ise uzun zamandır yollarını gözlediğimiz Nublu’nun Gradiva’da tekrar vücut bulması. (İki mekânla ilgili daha geniş kapsamlı yorumlarımızı Kasım sayımızda okuyabilirsiniz.) İlhan Erşahin’in New York merkezli barı Nublu, Eylül sonu itibariyle caz yapmaya başladı. Çarşambadan cumartesiye, haftada dört gün bizi güzel konserler bekler.