Big Plate

Alışveriş merkezlerinde konumlanmış restoran ve kafelerin talihsizliği, önyargıya maruz kalmaları. Kalabalığın ortasında, elimizde plastik tepsiyle oturacak yer aradığımız foodcourt mekanlarıyla karıştırmamak lazım Big Plate’i. İstinye Park’ın içinde yer almasının haricinde –ki otoparktan özel asansörle doğrudan ulaşabilme lüksünüz var- alışveriş merkezi konseptiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Üç ayrı bölüme sahip: Alışveriş merkezinin içinde kalan bir balkon, kapalı salon ve sigaranızı gönül rahatlığıyla tüttürebileceğiniz açık bir teras. İstinye Park’ın çatısı sera benzeri ışığı geçiren malzemeyle kapatılmış uzun koridor bölümüne tepeden bakıyor. Dolayısıyla kapalı salon dediğimiz –bir duvarı boydan boya pencere olan- kısım bile bol ışık alan, ferah bir atmosfere sahip. Balkonda limon ağaçları arasında kahvaltı ederken kalabalıktan soyutlanmış bir şekilde, her şeye tepeden bakmanın zevkini yaşıyorsunuz. Dekorasyonda çok detay kullanılmış ama kesinlikle rahatsız edecek kargaşada değil. Eski bir Vespa, antikacıdan toplanmış bavullar, vintage terazi, duvar saati, misket dolu kavanoz gibi objeler var. Tuğla ve beton duvarlar, farklı tipte sandalyeler Big Plate’e canlılık kazandırıyor. Mutfak açık değil ama oturduğunuz yerden içeride olan biteni cam kapı sayesinde izleyebiliyorsunuz.
Menü de dekorasyon kadar özenli oluşturulmuş. Başlangıçlarda soğan çorbası, ördek roll, bruschetta, bonfile carpaccio gibi iştah açan çeşitler var. Peynir tabağı bugün pek çok mekanda karşımıza çıkan dil peyniri, taze kaşar, beyaz peynir hayalkırıklığını yaşatmıyor; aksine rokfor, camembert, Kars gravyer ve mozzarella ile 24 TL’lik fiyatını sonuna kadar hak ediyor. Ayrıca her günün de özel bir çorbası var. Pazartesi mısır, salı kuşkonmaz, çarşamba şehriyeli mercimek, perşembe közlenmiş biber, cuma yedi tahıl yedi sebze, cumartesi balkabağı, pazar közlenmiş domates çorbaları çıkıyor. Sandviçlerden bazlama ekmeği kullanılan, et kavurma, dil peyniri ve acuka soslu Gallipoli ve kalori derdindekilere rahat nefes aldıracak light labne, dere otu, yeşil elma ve ton balıklı sandviç tavsiye edeceklerimizden. Beş çeşit salata ve dokuz çeşit pizza arasında her damağa hitap edecek lezzetler bulunuyor. Diyettekiler de pizzadan mahrum kalmasın diye menüye ‘dietizza’ adında bir çeşit eklemişler; kuşkonmaz, diyet mozzarella, enginar kalbi ve ıspanak içeriyor. Makarnalarda penne arrabbiata, dört peynirli tortigliani, patlıcanlı rigatoni gibi seçenekler mevcut. Daha evvel açımış olsaydı bu yılki yeme-içme ödüllerimizde ‘en iyi burger’ kategorisinde yarışacak kadar iddialı üç çeşit burgerleri ağzınızın suyunu akıtmaya yetiyor. Rokfor soslu, ballı hardallı soslu ve acılı domates soslu mini burgerler paylaşmak için harika. Ana yemekler ise Big Plate’in mutfaktaki ustalığını kanıtlamak için özenle seçilmiş gibi. Dana kaburga, kuzu incik, dana külbastı, ızgara ton balığı gibi çeşitlerin her birinin risotto, tabule, dereotlu arpa şehriyesi gibi kendilerine özel eşlikçileri var. Dilerseniz ekstra olarak kremalı ıspanak sote, patates kızartması, sultani bezelye gibi yan yemeklerden de alabilirsiniz. Tatlılar da menünün genel zenginliğinden nasibini almış durumda. Üzerinde vanilyalı pudingle servis edilen beze, ev yapımı tiramisu, çikolata fondü, panna cotta, hindistancevizli sorbe, elma&armut crumble, çilekli milföy gibi ağız sulandıran çeşitler var.