Kumbara

Bu çalışma alanının kullanıcıları ise birbirinden farklı alanlarla uğraşan bir grup arkadaş. Biri senarist, biri iç mimar, biri müzikle ilgileniyor. Kumbara’ya yeme-içme bölümümüzde yer vermemizdeki sebep ise bir diğerinin yemekle uğraşıyor olması. Kumbara’da hautre cautre tarzı bir servis ve sunum gerçekleştiriliyor. Mekânda verilecek davetler için oturmalı düzende 15 kişilik, kokteyl düzeni için ise 35 kişilik set menüler hazırlanıyor. Menüler Fransız ve İtalyan mutfağı ağırlıklı ama bununla sınırlı sanmayın. İstediğiniz Uzakdoğu/Çin ya da Meksika mutfağı ise bu mutfaklara ait lezzetlerden de harika menüler çıkarılıyor. Bizim için hazırlanan menüde, İtalya’nın Amalfi bölgesine ait bir reçeteden fesleğen, mozzarella, domates ve ançüez ile doldurulmuş limon ile Akdeniz salata, ana yemek olarak fırında dört saat pişen ekşili patlıcan ve patates ile marine kuzu but ve finalde de kavun sorbe vardı. Amalfi limonları bir harika, et yumuşaklığı ve eşlikçileriyle tam kıvamında ve kavun sorbe etin üzerine serinletici ve mideyi yormayan bir kıvamda ve tazelikteydi. Açık mutfak ayrıca yemek kurslarına da açık. Mutfağa giriş niteliğinde bir yemek kursunun yanı sıra gelen bir talep doğrultusunda set menüler hazırlıyor kurstakilerle birlikte. Onlar da evlerinde, verdikleri davetlerde bu reçete ile kendilerini garantiye alıyor.

Gelelim Kumbara’nın diğer özelliklerine. Yüksek tavanlı mekân aydınlık. Beyaz duvarlar ağırlıkta ancak dokusu bozulmadan korunan tuğla örülü duvarlar da var. Ayrıca bir şömine etrafında oluşmuş oturma ve fiskos alanı, hemen yanındaki kitaplık ile okuma alanı, tam karşısındaki büyük masası ile çalışma alanı ve bir köşede de bir satranç masası yer alıyor. Açık mutfağın hemen önünde tezgah önü oturum alanı hemen karşısında ise sade beyaz yemek masaları yer alıyor. Açık mutfağın yanında ise CD’lerin arka raflarda dizili olduğu kompakt bir müzik üssü var. Mekânda ayrıca sergi/seminer/konferans ve toplantı alanı olarak kullanılabilecek bir salon da var. Biz bu kolektif yapıya ve enerjiye bayıldık.