Nolita

“Lolita değil, Nolita…”, “Tamam canım ben ne diyorum, Lolita!” diyaloglarına fazlasıyla yol açacağı kesin. Cihangir’in meşhur Smyrna’sının iki yanında, kardeş işletmesi Nolita mahallede Latin ateşi yaktı. Özellikle alkollüyken giriş-çıkışlarda zor anlar yaşatabilecek eğreti kapıdan içeriye girdiğinizde tam orta yerinde kocaman bir açık mutfak bulunan kare bir salonda buluyorsunuz kendinizi. Yeri gelmişken, plastik eldiven ve bandana takarak çalışan şefleri tebrik edelim. Bar masası olarak kullanılan Havana Club varilleri, bir köşeye asılmış Küba bayrağı ve bu bayrağa gönderme olarak ahşap panjurlara kazınmış yıldız motifleri olmasa, mekânın Küba bağlantısını kurmak zor. Zaten amaç Küba restoranı yaratmak değil, New York’taki Nolita (açılımı North of Little Italy) semtini canlandırmak. Mutfağın kenarlarındaki barlara oturup yemeğinizin hazırlanışına tanık olabileceğiniz gibi, kokudan rahatsız oluyorsanız (havalandırma ne kadar iyi olursa olsun, açık mutfağın handikapı) aşağıdaki salona geçebilirsiniz. Burası daha geniş, sade ve Cihangir usulü bohem döşenmiş. Haftanın belli günleri burada Latin dans dersleri gerçekleşiyor.

Gelelim burayı diğer tüm Cihangir mekânlarından ayıran esas olaya: Menüde Karayip mutfağı başta; Türk ve dünya mutfaklarından da çok fazla seçenek var. Her yerde olanları bir kenara bırakıp yeni tatlara açılmanızı tavsiye ediyoruz. Örneğin burada kahvaltıda peynirli reçelli kahvaltıdan vazgeçin ve Küba usulü romlu french tostu (karamelize muz ve ızgara domates ile servis ediliyor) deneyin. Seveceğiniz garanti değil ama hayatınızın sonuna kadar peynir-ekmek mi yiyeceksiniz? 10.00-17.00 arasında servis edilen sabah ve öğle menüsünde kahvaltı haricinde dürüm, sandviç, salata var.

Menünün yıldızları akşam yemeği bölümünde. Başlangıçlardan somon-karides ceviche (narenciye suyunda marine edilmiş somon ve karides, nar, avokado salsa, tatlı-ekşi salatalık), hindistancevizi sütü ile tavuk-karides çorbası, mango salsa ile sunulan tavuk-ananas şiş (fazla yanık sevmiyorsanız sipariş verirken bu konuda uyarmanızda fayda var); ana yemeklerden Havana bonfile (kahve ile marine edilmiş 200 gr bonfile, ızgara ananas ve haşlanmış kırmızı fasulye ile) ve SalmoNolita (ızgara somon, kereviz salatası ve jalapeño-krem peynir ruloları ile) dikkate değer. Tatlı olarak rom ile tatlandırılmış ananas ve muzlu tortilla ile Türk kahveli crème brûlée var yalnızca; çikolataseverler için üzgünüz. Tatlıyı da yedik, artık dönüyoruz; aklımızda burayla ilgili bir çelişki var: Bir yanda Avrupa'daki Latin kulüpleri andıran detaylar, diğer yanda Cihangir salaşlığı... Mekân gibi siz de kararsız kalıyorsunuz; tekrar gelmeli mi, geldik gördük ve yetti mi?

(Dans dersleri pazartesi ya da çarşamba günleri gerçekleşiyor, ücreti aylık 140 TL)