[title]
Tabelası bile olmayan, sadece Hüseyin’in dostları tarafından bilinip rağbet gördükten bir süre sonra fotoğrafçının fazla vakit ayıramaması üzerine bir süre kapalı kalmıştı. Son iki aydır Mümin Ten’in de işletmeye ortak olmasıyla bir kıpırdanma oldu. Kırmızı tentesi ve dışarıya taşan masalarıyla (pek çok yerin aksine kaldırımı işgal etmiyor, kendi alanını kullanıyor) son derece davetkar. İçerisi çok ufak, yalnızca 3-4 masa var. Dışarısı da geniş değil ama akşam saatlerinde kalabalık aşağıya doğru uzuyor. Tam parti verilecek mekân. Perşembe oldies, Cuma-cumartesi daha ritim ağırlıklı müzik çalıyor. Beyoğlu için lüks sayılabilecek bir özelliği de önüne kadar araçla gelebilmeniz. Ayrıca yeni metro durağına da çok yakın. İçerisi rustik ahşabın bolca kullanıldığı, aydınlık bir atmosfere sahip. İki yan duvar Hasan Hüseyin imzalı dev fotoğraflarla kaplı.
Yarı açık mutfağın kapasitesi de sınırlı olduğu için malzemeler günlük, az miktarda alınıyor. Dolayısıyla karatahtada görüp yemeye niyetlendiğiniz bir şey kalmamış olabiliyor. Atıştırmalıklarda kabak mücver, sigara böreği, enginar, quesedilla, peynir tabağı gibi her türlü içkiye eşlik edebilecek çeşit mevcut. Salatalar, dürümler, makarnalardan başka çeltik kebap, chili soslu tavuk, Pictures köfte ve pazı dolma gibi ‘doyumluklar’ var. Spesiyalleri ise Sezo mantı (oyuncu Sezer Sezin’in tarifiyle) ve yufkaya sarılmış tarçınlı helva tatlısı. Kendinizi evde hissedeceğiniz kadar samimi bir atmosfere sahip. Kalkıp bardağınızı raftan kendiniz alabiliyorsunuz, kimse de tuhaf tuhaf bakmıyor. Arada menüde yazmayan, yumurtalı ekmek, lokma gibi ev işi lezzetler de çıkıyor mutfaktan. Pazar kahvaltıları da güzel ama arada çok yorulduklarında Pazar günleri dükkânı kapatıp dinlenebiliyorlar; gitmeden aramanızda fayda var.
