Topaz

Topaz, yıllardır özel bir akşam yemeği ya da yurt dışından gelen misafirlerini İstanbul manzarasına hayran bırakma arzusu duyanların kapısını çaldığı bir mekân. Kaç önemli iş anlaşması kutlandı, kaç dünyaca ünlü yıldız ayak bastı Topaz’a kim bilir? Topaz’ın etkilemek istediğiniz müşteriler, sevgililer ve misafirler üzerinde güçlü bir etki bıraktığı da bizden size tüyo olsun.

Ağırbaşlı, karakterli ve nezih; Gümüşsuyu’ndan çıkarken hemen solunuzda kalan Topaz’ı tanımlayan en iyi üç kelime. Nur Kanatlı ve Murat Öztürk’ün imza attığı iç dekorasyonun görsel tasarımını Koray Özgen üstlenmiş. Mekânın geneline yayılan topaz taşının bereket ve bolluk simgeleyen figürleri ile taşın sadece isminden değil kudretinden de ilham alınmış. 

Manzaradan yana doğuştan şanslı Topaz’ın müdavimleri için de vazgeçilmezdir manzarası, “Bunca yıllık İstanbulluyum, ben böyle manzara görmedim.” demekten alıkoyamazlar kendilerini. Bu muazzam manzara, burada yediğiniz her yemeği sıradan bir akşam veya öğle yemeği olmaktan men eder. Boğaziçi Köprüsü, Dolmabahçe Sarayı ve Gezi Parkı hiç böyle güzel görünmemiş olabilir gözünüze. Panoramik İstanbul turu yaşatır Topaz size adeta.

Topaz’ın yemekleri de mekânın hafızalarda bu denli yer etmesinde etkili elbette. Akdeniz ve Türk Mutfağı ağırlıklı menünün yanı sıra eğitimli sommelier’ler tarafından seçilmiş bir kava sahip Topaz. Degüstasyon menüleri Geleneksel Osmanlı ve Modern Osmanlı olarak ikiye ayrılıyor. Özellikle turistler bu menülerin talibi. Bir turist daha ne ister ki? Bir tarafta alabildiğine uzanan Boğaz manzarası, bir yandan saraydan çıkma yemekler... Bu menülerin yanı sıra Topaz’ın en sevilen à la carte yemeklerinden dana kaburga, ızgara Babakale ahtopot, ceviz talaşında fümelenmiş ıstakoz salatası, fırında süt kuzu sarması ve -ana yemeğin üzerine- bol cevizli bal kabağı ilk kez gidecekseniz şimdiden aklınızda olsun. Çünkü Topaz,  o hep aynı Topaz. Manzarası da yemekleri de.