Erçağ Akın

The ever-so-sleek Finn has pulled an impressive feat in staying open through all these years, when so many of its neighbours went under as the Karaköy hype slowly subsided. But then again, we couldn’t expect Finn’s great cocktails and tasty finger food to go unappreciated. Try their fresh, fruit-inspired offerings like the Bramble made with fresh blackberries or the verdant Grass infused with greengage plums.

One of the top chef-owned restaurants in the city, TOI Istanbul recently relocated to a much more spacious venue in Kuruçeşme. Although the menu changes every 45 days, you can enjoy a few of the signature dishes by Chef İsmet Saz like the beef Wellington any time you visit. To make the most of your TOI experience, we recommend making reservations for one of its Chef’s Table events. It’s very possible that you’ll have trouble making reservations at Toi for quite sometime, as everything we ate, saw and heard on our first visit indicates that the restaurant is well on its way to becoming a classic. The space is small: groups of 40-50 people could (and already do) rent out the entire venue. Toi builds on its cozy vibe by offering the chance to dine at the chef’s table, where İsmet Saz hosts flawless meals for six to eight people. In fact, we guarantee that just one dinner at Toi will have you hooked on the dry aged meats, which are far superior to those found elsewhere in Istanbul. The chef’s specialty, the veal Wellington, is flavorful enough to make you the happiest person on earth. 

Yediklerimiz, gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Toi’nin rezervasyon listesini uzunca bir süre kapalı tutacağını düşündürüyor, mekânda bir masa kapabilmek için sıra beklemeniz muhtemel. Toi’de şef İsmet Saz’ın masasında yani chef’s table’da yemek yeme imkânınız var. Deneyimleri ve bilgisiyle altı-sekiz kişilik masada yerini alan herkese mükemmel yemeklerin ve eğlencenin garantisini veriyor İsmet Saz. Burada yer bulmanızı zorlaştıracak bir diğer neden ise İsmet Saz'ın deneyimi. Dry aged etler İstanbul standartlarının çok üzerinde, Saz’ın imza yemeği süt dana Wellington ise sizi dünyanın en mutlu insanı yapabilecek lezzete sahip.

The newest member of the Tektekçi family is The Barley, an elegant pub with plenty of zeal to go around. Its biggest asset is the impressively long menu: with 106 beers and a plethora of whiskeys (we hear they’re also working on importing hard-to-find Japanese whiskys), The Barley is one of the few venues in Istanbul with such extensive variety. The bar has also taken advantage of its abundance of whiskeys to offer 14 whiskey-based cocktails in addition to its classic cocktails. We especially love that The Barley has teamed up with experts to find out (and serve) the nibbles that best complement each drink. So if a drink pairs best with warm water, water it is, and if it calls for dried meat, that’s what they serve. In addition to drinks, there’s also a satisfying food and snack menu that includes the flavorful crispy bacon in the image as well as other enticing dishes like fried pickles and the unconventional mac & cheese roll. 

Bu aklı başında mekânın en büyük artısı upuzun bir çeşitliliğe sahip olan menüsü, neden aklı başında dediğimizi de birazdan açıklayacağız. The Barley’de 106 çeşit bira var, İstanbul’da bu kadar çeşitliliğe sahip birkaç mekândan biri. Viskilerde de durum aynı, geniş bir viski menüsü mevcut The Barley’de, hatta şu sıralar çok zor bulunan Japon viski markalarını da getirmeye çalışıyorlar. Bu viski çeşitliliğinden kokteyllerde de yararlanmışlar, özel viskili kokteyllerden 14 tane var. Mekânı neden aklı başında olarak tanımladığımıza gelirsek… Uzmanlardan yardım alan The Barley’de her içeceğe eşlik edecek ve onu tamamlayacak bir yancı geliyor önünüze. Örneğin bir içecekten bir damla ılık suyla daha iyi verim alınacaksa su, kuru et gerekiyorsa kuru et servis ediliyor. İçecekler dışında yemek ve atıştırmalık menüsü de tatmin edici. Fotoğrafını gördüğünüz crispy bacon  bunlardan biri ve çıtırlığıyla sizi tavlamaya aday. Yine kızarmış turşu dilimleri  ve farklı sunumuyla mac & cheese roll  da aklınızı çelebilir.

Son derece şık bir bar Finn. Önündeki yüksek taburelere oturarak sosyalleşmek, yeni insanlarla tanışmak çok zevkli. Barmenleri ile sohbet ederek kokteyl kültürüne dair kendinizi geliştirmenizi de tavsiye ederiz. Bu işi ciddiye alıyorsanız, her salı düzenledikleri atölyelerde kokteyl hazırlığı ve içeriğine dair derinlemesine bilgi edinmeniz de mümkün. Eğlendirmeye yönelik çalınan yabancı şarkıların arasına nadiren house altyapılı Türkçe müzikler de ekleniyor. Mekandaki pembe neon ışıklı ‘I loved you’ yazısının herkesteki çağrışımı farklı. Ortamı nasıl? Şık ve muhabbet etmeyi seven bir kitle. Ne zaman gitmeli? Hafta sonu sabaha kadar sürecek gecelerin ısınma turunu burada yapmalı. İçecek menüsü nasıl? Taze böğürtlenli Bramble ve yeşil erikli Grass ferahlatıcı ve kolay içimli kokteyllerinden.

Nola ekibi yaklaşık beş yıl süren bir maceradan sonra gerekli restorasyon işlemlerini tamamlamış ve zorla koparılan izinleri de alarak sura yaslanan metruk binayı adam etmeyi başarmış. Tarihi dokuya gösterilen özen takdiri kesinlikle hak ediyor.İki katlı mekânın iç kısmı tarifsiz bir atmosfere sahip, eski çağları konu edinen filmlerde kralların verdiği ziyafetleri zihninizde canlandırın ve beklentinizi ona göre oluşturun. Işıklandırmayla beraber daha çok dikkat çeken surlar ruhunuza dinginlik katıyor. Oldukça geniş olan alt kat gayet yeterli, ancak üst katta da küçük bir sergi alanı, özel ses sistemleri ve yalıtımla desteklenen bir parti alanı var. Surlarla çevrili bir alanda parti yapma şansı kolay kolay karşınıza çıkmıyor, ayrıca bu bölüm gelecekte yapılacak canlı performanslar için de biçilmiş kaftan. İskender Paydaş ve Orkestrası Nola’nın bahsettiğimiz canlı performans alanını hareketlendirme görevini üstleniyor. Dış bahçe aslında oldukça geniş, mekân sahipleri bilinçsiz bir şekilde hareket etseydi, burayı en azından iki misli daha fazla insanın oturabileceği şekilde tasarlayabilirdi. Ama ne mutlu ki onlar misafirlerinin rahatını ve görüntüyü önemseyip burayı bir yaz bahçesi gibi tasarlamış, bunun sonucunda da İstanbul’da Alaçatı deneyimi yaşama şansımız doğmuş. Leo Lunatic’in meşhur pandalarından birinin dikizlediği bahçe yaz ayları için çok güçlü bir alternatif, özellikle de Akdeniz mutfağına yönelen Nola menüsüyle. Menünün her seçeneğinde doğallık ve tazelik ön planda,

Together with the recently opened space FiLBooks, the brand new Verde Karaköy has managed to create an atmosphere that’s both laid-back and refined with its stone walls and outdoor tables on Akçe Sokak. In a neighborhood where there are still surprisingly few places that serve alcohol, Verde fits the bill as an all-day eatery. For breakfast, we recommend ordering the plate for two and a menemen dish. We also hear that the lemonade is quite popular. For dinner, our favorite is the beğendili köfte, or meatballs with a flavorful tomato sauce on a bed of eggplant puree, served with fresh bread baked in Verde’s own kitchen. Those in the mood for a smaller bite can also try the mücver and tomato with mozzarella. The cheese platter and salmon fettuccine are other shareable options. A good option for those who are tired of the monotony in Karaköy

We Turks might be notorious for ruining a good croissant by stuffing it with tomatoes and cheese, but we’re still able to appreciate that it’s a hard delicacy to put together, from perfecting the dough to getting the texture  just right. As the name suggests, Kruvasan gives these pastries the respect they deserve. You’ll find four kinds of croissants here: plain, chocolate, almond and cheddar. The chocolate version isn’t as soft and crumbly as we’d like, but the amount of chocolate is quite satisfactory. Our favorite, however, is the cheddar variety, which is perfectly textured and comes with the cheese melted on top. Kruvasan also sells daily quiches, homemade jams, sandwiches and breads. 

FiLBooks’la kardeş mekân gibiler desek yeri, hatta müzikleri ortak. Burada zaman zaman Ajda Pekkan ve Sezen Aksu, bazen de Teoman ya da Ahmet Kaya dinlemek mümkün. Alkollü içecek satışı yapan mekân kıtlığı hâlâ devam eden Karaköy’de alkol servisi bulabileceğiniz sayılı yerlerden biri Verde. Mutfak hem Karaköy sabahlarına hem de gecelerine eşlik edebilecek kapasitede. Kahvaltı için iki kişilik tabak ve yanına da menemen çeşitlerinden birini söylemeniz kâfi, limonatasının da hayranları olduğunu belirtmek gerek. Akşam yemeği için favorimiz ise beğendili köfte. Domates sosu ve beğendi tam kıvamında, tabakta gelen ekmek ise Verde yapımı ve yumuşacık. Küçük atıştırmalıklar isteyenler için de mücver, mozzarella domates, hatta karpuz ve peynir var. Peynir tabağı ve somonlu fettucine de paylaşılabilecek ve sohbetlere meze olabilecek tatlar.

Cem Tunca, the man behind successful businesses like Istanbul Gourmet and Duble Meze Bar, has recently created a gastro pub for a decidedly young audience. Located right next to the West Campus Dorms of Koç University, Baba’s is fully equipped to become a new hub for university students to socialize. Although they’ve already received requests from students to air soccer games, Tunca believes that this goes against the concept of a cozy eatery where patrons can strike up conversation with one another. Baba’s is currently the only notable eatery in the neighborhood, though we believe it would be just as popular if there were competition. The U-shaped bar is a great place to hang out and sample beers from an extensive menu. The professional model train route designed specifically for the bar adds a touch of warmth, while the Pacman drawing on the wall, the CRT TVs hanging from the ceiling and many other details transport you back to the ’80s and ’90s. The menu offers a rich selection of salads, pizzas, pasta, snacks and main courses. The prices are quite reasonable, especially keeping in mind the hefty serving sizes. The beef carpaccio salad with arugula and Mexican salad with crispy shrimp are good options for those who are looking for something light. Baked in a stone oven and large enough to satisfy two people, the restaurant’s specialty pizza is the Baba’s, which comes with tomato sauce, mozzarella, eggplant, mushrooms, corn and salami. The pizza turco with spicy sausage and

Yeme-içme dünyası uzunca bir süredir sektörün piri olan ve yıllarca Lucca’nın işletmeciliğini yapan Turgay Yıldız’ın Karaköy’de açacağı yeni mekânı bekliyordu. Yaz aylarında bu açılışa dair sinyalleri almıştık ama Turgay Yıldız ve ekibi bizi biraz bekletti. Anlaşılan o ki, bu bekleyiş boşuna değilmiş. Mitte Karaköy, Ekim ayında kapılarını açtı, mekândan dışarı taşan insanlarla Lucca’nın cumartesi gecelerine benzeyen bir açılış partisiyle bundan sonraki geleceğine dair de ipuçlarını verdi. Ferah mekân ve davetkâr bar bölümü şehrin yeni merkezi olmaya aday. Turgay Yıldız sektörün kurt isimlerinden, nerede ne yapacağını biliyor ve tavlayacağı insan kitlesinin de profilini iyi çiziyor. Bebek, Nişantaşı ve Etiler zümresi artık farklılık peşinde, hâl böyle olunca da kaçabilecekleri ilk yer Karaköy oluyor. Ama çoğu Karaköy’ün sadece salaşlığına tav olmuyor; kaliteli yemekler, imza kokteyller sunan avangart bir mekân bu kitleye daha cazip geliyor. Alın size Mitte Karaköy’ün başarılı olma sebebi. Yukarıda gördüğünüz, kereviz püresi yatağında gelen ahtapot başlangıçların gözdesi olabilecek kadar başarılı, dana bonfile ise ders kitaplarına girse yeridir. Pişirme süresi, sululuğu ve lezzeti üzerine tez bile yazılabilir. Kokteyller konusunda Mitte’nin eline su dökebilecek mekân sayısı da sınırlı bu şehirde. Wise cuisine konseptini benimsemeleri ve bu konseptin getirisiyle kendilerini tazeliğe adamaları ise Mitte’nin başarısının ardındaki bir diğer sır. Mekânın arka kapısından girilen, sad