Dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde yaşamanın ayrıcalıklarından istifade etmek için, bu hafta için seçtiğimiz etkinliklere bir göz atın. Can sıkıntısına son!
Reklâm
Su hakkı ve suyun paylaşımı üzerinden uygarlık ve barbarlık hikayeleri anlatan ‘Sudan Sebepler’ başlıklı karma sergi, Cendere Sanat Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Sergi, İstanbul’un günümüze ulaşan az sayıdaki endüstriyel miras yapılarından Cendere Su Pompa İstasyonu’nun İBB Miras tarafından restore edilmesiyle hayata geçen Cendere Sanat Müzesi’nde gerçekleşiyor. Suyun adil paylaşımı olmadan ortak bir gelecekten söz edilemeyeceğine dikkat çeken serginin küratörlüğünü Ezgi Bakçay ve Sena Tural üstleniyor. Suya hem bir kaynak hem de bir emanet olarak bakılması gerektiğini vurgulayan sergide Arzu Arbak, Aşkın Ercan, Bahadır Yıldız, Bedia Ekiz, Bünyamin Bozkuş, Cemil Cahit Yavuz, İlgen Arzık, Kemal Tufan, Özcan Yaman, Seniha Ünay, Serkan Yüksel, Sevgi Akyüz, Yağmur Çalış ve Zeynep Doğa Karabulut’un eserleri yer alıyor.
Pilevneli, Brüksel merkezli sanatçı ikilisi :mentalKLINIK’in dört yıllık üretim sürecinin ürünü olan kişisel sergisini ağırlıyor. Sergi, dijital ve fiziksel düzlemleri aynı anda açımlayan, bir yanda heykeller, mekansal yerleştirmeler ve robotik eserler; diğer yanda sentetik kâhinlerin işgal ettiği meta-sinematik bir yerleştirme aracılığıyla izleyiciyi çift katmanlı, performatif bir gerçekliğe davet ediyor. Markiz’de gerçekleşen ve yoğun ilgiyle karşılaşan ‘Dehşetli Güzel’ performansının ardından merakla beklenen bu solo sergi, izleyiciyi :mentalKLINIK’in hiper-yüklü bir ekosistemine adım atmaya çağırıyor. ‘Meczup Şairler’i geleceğe dair bir kehanet değil; okunamaz hale gelmiş bugünün ta kendisi olarak tanımlamak mümkün.
Sergi 18 Eylül-18 Ekim’de Pilevneli’de.
Reklâm
Offgrid Art Project, bir karma sergiyle yeni sanat sezonunu açıyor. Galeri bu kez, doğa, deniz, kum ve toprağın ilhamıyla yaşamın renklerini kucaklayan eserleriyle iki değerli sanatçıyı ağırlıyor. Suyun aşındırdığı taşlardan doğan camı gökkuşağının renkleriyle canlandıran Şebnem Kurtul ve topraktan gelen seramikle denizlerin en renkli resiflerine ve mercanlara uzanan köprüler kuran Tuba Üstel, küratör Nilgün Kıvırcık eşliğinde Offgrid’de buluşuyor.
Kurtul ve Üstel, aynı kaynaktan, yani doğadan beslenerek, kendi öznelliklerini renkler ve formlar aracılığıyla aktarıyor. Sergi, farklılıkların uyum içinde var olabileceği bir alan açarken, izleyiciyi bu birliktelikten doğan katmanlı çeşitlilikle tanıştırıyor. Bu sergi, insanlığın bilinçdışı yansımalarının ardına bakan, bilinçaltının renklerle ifade bulduğu bir arama yolculuğu sunuyor. Görünmeyen ve bilinmediği sanılan öğeler, sanatçılar aracılığıyla görünür hale geliyor; doğanın ham malzemelerinden yola çıkarak renkli, kucaklayıcı, kuşatıcı yeni dünyalara kapılar açıyor. Doğanın içten dokunuşuyla şekillenen bu büyülü dünyaya tüm sanatseverleri davet ediyor.
Sergi 4 Eylül-18 Ekim tarihlerinde Offgrid Art Project’te.
Pg Art Gallery, Ömer Faruk Yaman’ın insan ile makine arasındaki ilişkiyi yeniden kurguladığı kişisel sergisini ağırlıyor. Yaman’ın pratiği, insan ile makine arasındaki sınırların geçirgenliğine odaklanıyor. Sanatçının bu sergide merkezine aldığı Voyager figürü, çağdaş teknolojik sistemlere dışarıdan bakan kurgusal bir gezgin olarak insan-makine etkileşimlerini kayda geçiriyor. Yaman’ın çizimleri ve formları, ilk bakışta mekanik parçaların birleşiminden oluşmuş gibi görünse de salt endüstriyel bir temsil olmaktan çıkıyor ve makinenin insana eşlik eden duygusal ve varoluşsal katmanlarını gözler önüne seriyor.
Sergi 9 Eylül-11 Ekim tarihlerinde Pg Art Gallery’de.
Reklâm
Dirimart, Sarkis’in yeni kişisel sergisi ‘Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona’ya ev sahipliği yapıyor. Sanatçının hafıza, zaman ve mekan üzerine uzun soluklu araştırmalarının devamı niteliğindeki bu sergide Sarkis, 18. ve 19. yüzyıllara tarihlenen Edirnekâri çerçevelerine müdahale ediyor. Çerçevelerin içlerine yerleştirdiği aynaların yüzeyine parmaklarıyla uyguladığı özel boyalarla müdahale eden sanatçı, kendine özgü tekniğiyle dikkat çekiyor. Sanatçı böylelikle aynaları yalnızca yansıtan değil, hafızayı da barındıran bir yüzey haline geliyor. Bu yaklaşım, Sarkis’in 1989 yılında Maçka Sanat Galerisi’nde açtığı ‘Savaş Meleği’ sergisine ve o dönemde sulu boyayla gerçekleştirdiği ikonlara da bir referans niteliğinde. Aynı zamanda Floransa’daki Santa Croce Bazilikası’nda 1966 yılında yaşanan sel felaketinin ardından Cimabue Haçı’na yapılan onarımdan da ilham alınıyor. ‘Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona’ sergisini pigmentler, çerçeveler ve yansımalar aracılığıyla zamanın farklı katmanlarının üst üste geldiği bir hafıza sahnesi olarak tanımlamak mümkün.
Sergi 3 Eylül-12 Ekim tarihlerinde Dirimart’ta.
Elgiz Müzesi, ikonik Teras Sergisi’nin 17. edisyonuyla heykel sanatını desteklemeyi sürdürüyor. Her yıl genç sanatçıların farklı anlatım dillerini gözler önüne seren teras sergileri, heykel sanatı için önemli bir görünürlük alanı sağlıyor. Sergi sonrasında koleksiyonlara taşınan yapıtlar ise bugünün izini geleceğe taşınmasında önemli bir rol oynuyor. Sergi serisinin 17’ncisinde Aslı İrhan, Çağdaş Erçelik, Koray Bıyıklı, Lale Altunel gibi isimlerin eserleri yer alıyor.
Sergi 19 Haziran-1 Kasım tarihlerinde Elgiz Müzesi’nde.
Reklâm
Ara Güler Müzesi, Robert Capa Contemporary Photography Center iş birliğiyle, 20. yüzyılın en önemli foto muhabirlerinden Robert Capa’nın Türkiye’de bugüne dek gerçekleştirilen en kapsamlı sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Başlığını Capa’nın yalın ve gerçekliğe dayalı fotoğraf felsefesini yansıtan sözünden alan ‘Gerçek En İyi Fotoğraftır’, sanatçının 1932’deki ilk profesyonel işinden 1954’teki son karelerine uzanan geniş bir seçki sunuyor. 1913’te Budapeşte’de doğan ve kariyerinde İspanya İç Savaşı’ndan II. Dünya Savaşı’na, Hindiçin Savaşı’ndan modern tarihin birçok önemli çatışmasına tanıklık eden Capa, yalnızca savaşların dehşetini değil, insanların yaşadıkları insani deneyimleri de fotoğraflarına yansıttı. “Eğer fotoğraflarınız yeterince iyi değilse, yeteri kadar yaklaşmamışsınız demektir,” sözüyle tanınan Capa, cesaretiyle hafızalara kazındı. Henri Cartier-Bresson, George Rodger ve David “Chim” Seymour ile Magnum Photos’un kurucularından olan Capa, fotoğrafçının tanık ve hikaye anlatıcısı kimliğini tanımlayan öncülerden biri oldu. Onun kareleri yalnızca tarihsel belgeler değil; empati, adalet ve fotoğrafın dönüştürücü gücüne olan inancın da bir yansıması olarak görülebilir. Sergi, Capa’nın 1946’da Türkiye’ye yaptığı ziyarette çektiği 37 adet gümüş jelatin baskıyı içeren özel bir bölümü de kapsıyor. İstanbul’un günlük yaşamından Ankara’nın modern mimarisine, kırsal manzaralardan portrelere uzanan bu kareler, sanatçının Türkiye’ye bakışını ortaya koyuyor. ‘Gerçek En...
Tüm zamanların en önde gelen keman sanatçılarından biri olan Sarah Chang, on yıllara yayılan uluslararası kariyeri boyunca en saygın orkestralar ve müzisyenlerle sahne aldı. Brahms, Sibelius, Çaykovski gibi büyük bestecilerin eserlerini inanılmaz bir yetkinlikle seslendirmesiyle tanınan sanatçı, canlı performanslarında dinleyicileri büyülüyor. Daha önceki İstanbul konserlerini kaçırdıysanız, bunu mutlaka yakalayın.
Reklâm
Pilot, sezonu, Emir Erkaya’nın son dönem işlerinden oluşan kişisel sergisi ‘Yılan Oynatıcısının Bahçesi’ ile açtı. Sergi izleyicileri, tarih, mitoloji ve anlatı geleneğinin kesişimindeki büyülü bir dünyaya davet ediyor. Sergi, kadim kültürlerin ritüellerinden Anadolu’nun sözlü hikaye mirasına uzanan bir yolculuk sunarken, doğanın belirleyici unsurları ve insanlığın kolektif belleği arasında köprüler kuruyor. Erkaya’nın son çalışmaları, hayvanımsı insanların-insanımsı hayvanların, dans eden figürlerin, bahçe manzaraları ve uçsuz bucaksız bitkilerle çevrili olduğu, bazen sular altında bazen yanmakta olan bir dünyanın fantastik bir panoramasını sunuyor. Minyatür geleneğinden, bitki ressamlarından, Jan Garbarek’in müziklerinden, Lale Müldür gibi çağdaş şair ve yazarların vizyonundan etkilenen bu kompozisyonlar, Antik Mısır’dan Mezopotamya’ya, Şamanizm’den meddah geleneğine uzanan geniş bir tarihsel katmanı güncel bir dille yorumluyor.
Sergi 4 Eylül-11 Ekim tarihlerinde Pilot’ta.
Türkçe popa son yıllarda damgasını vuran isimleri saymanızı istesek, üst sıralarda Mabel Matiz olurdu kuşkusuz. Şarkılarının ardındaki birbirinden ilginç hikayelerle hafızalarımıza kazınan Matiz, multi-disipliner duruşuyla ve piyasa kurallarını yeniden yazmasıyla ana akım müzikte kendi kulvarını yaratıyor. 25 şarkılık ‘Fatih’ albümünü 2023 yazında piyasaya süren Mabel Matiz’in sahne performansı da dillere destan; kendisini daha önce canlı dinlemediyseniz bu konseri kaçırmayın deriz.
Discover Time Out original video
Reklâm