Dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde yaşamanın ayrıcalıklarından istifade etmek için, bu hafta sonu için seçtiğimiz etkinliklere bir göz atın. Can sıkıntısına son!
Reklâm
Yerli rock dünyasının yıldızı Teoman, bu kez sahnede bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Müziğiyle yıllardır şehirli insanların ruh hallerini dillendiren Teoman, bu kez yaşamın trajik ve komik yanlarını, başarısızlıkları, kişisel çıkmazları, gündelik hayatın anlamsızlığı ya da anlam arayışı gibi felsefi soruları ironik ve samimi bir dille sahneye taşıyor. Ne tam bir konser ne de klasik bir stand-up; bu gösteriyi Teoman’ın benzersiz hikaye anlatımıyla harmanlanmış melez bir sahne deneyimi olarak tanımlamak mümkün.
Çağla Ulusoy’un özgün sanatsal dilini mekansal bir kurgu aracığıyla fiziksel alana taşıdığı son sergisi, mekanı resimleriyle kurulan deneyimi zenginleştirecek biçimde dönüştürüyor. ‘Gardenscapes’, sanatçının pratiğindeki görsel sorgulamayı sürdüren yeni bir adım olarak, izleyiciyi eserlerinin duyusal ve kavramsal özünü bizzat deneyimlemeye davet ediyor. Sergi, başlığını ve kavramsal çerçevesini bahçe fikrinden alıyor. Sanatçı, bahçeyi doğal bir sığınak olarak değil, kendi iç dünyasından parçalardan, hafızanın izlerinden ve gündelik hayatın kalıntılarından oluşan psikolojik ve estetik bir alan olarak betimliyor.
Sergi 22 Ekim-23 Kasım tarihlerinde Dirimart Dolapdere’de.
Reklâm
İstanbul’da yaşamanın en keyifli yönlerinden biri kuşkusuz vapurla adalara gitmek. Büyükada’da bulunan Adalar Müzesi de düzenlediği birbirinden ilginç sergilerle ada gezilerini daha keyifli hale getiriyor. Müze bugünlerde Büyükada’nın tarihi vapur iskelesinde düzenlediği sergiyle adından söz ettiriyor: ‘Bodrum, Marmaris Yokken, Adalar Vardı’ sergisi. Burgazadalı koleksiyoner Yaman Alkan Koleksiyonu’ndan seçilen fotoğrafların yer aldığı sergi, sizleri 20. yüzyıl ortalarına götürüyor. Adaların zaman içerisindeki değişimine tanıklık etme, adaların geçmişini ve güzelliklerini keşfetmek için ideal.
Sergi 2025 sonuna dek Büyükada Vapur İskelesi’nde.
Hara’nın yeni sergisi ‘Tarihin Neresindeyiz? Zanaat. Ritüel. Dönüşüm.’ farklı alanlardan katılımcıların çeşitli yöntem ve bakış açılarıyla ürettikleri takı tasarımlarını, metinlerini ve performanslarını bir araya getiriyor. Sergi, katılımcıların özgün ve bağımsız bir şekilde ürettikleri bu çalışmalarıyla tarihin neresinde olduğumuzun yanıtını arıyor. Takı tasarımı yapmayan farklı disiplinlerden 17 sanatçının kendi metotlarını bir zanaat pratiğine dönüştürme çabasına tanıklık ettiğimiz sergi, takı tasarımının ürettiği bilgileri, sembolleri, kültürel ve sosyal ifadeleri de araştırıyor. Sergide Aslıhan Demirtaş, Ayşe E. Coşkun, Can Altay, Canan Bozbağ, Canan Yücel Pekiçten, Doruk Çiftçi, Efe Murad, Ekin Kano gibi isimlerin çalışmaları yer alıyor.
Sergi 19 Nisan-30 Kasım tarihlerinde Hara’da.
Reklâm
Küratörlüğünü Emre Baykal’ın üstlendiği ‘Kadife Bakış’, Nilbar Güreş’in erken dönem işlerinden yeni eserlerine uzanan geniş bir seçkiyi Arter’de bir araya getiriyor. Öykü anlatıcılığını eleştirel söylemlerle bir araya getiren sergi, insanların, hayvanların, bitkilerin ve mitolojik ögelerin iç içe geçen ve her an yeniden şekillenen ilişkiler içerisinde hayal edildiği çok renkli bir dünya kuruyor. Sanatsal pratiğinin başlangıcından bu yana resim, gravür, kolaj, fotoğraf, heykel ve video gibi farklı mecraları ve üretim biçimlerini ayrım gözetmeksizin kullanan Güreş, kimi zaman sıkı sıkıya tutunduğu bir fikri farklı araçlarla tekrar tekrar işler, kimi zamansa bu mecraları tek bir yapıt içinde buluşturuyor. Güreş’in yapıtının vücut bulmasını sağlayan malzeme, mecra ve üretim yöntemlerindeki bu çeşitlilik, ilgilendiği konuların ortak paydasını oluşturan türlerin bir aradalığı, melez formlar ve ötekileştirilmeye direniş gibi temalara özgü çok katmanlılığı da yansıtıyor. Güreş, toplumsal cinsiyet normlarını sorgulayan yeni söz dağarcıkları kurma yönünde güçlü bir potansiyel taşıyan eserlerinde, alışılagelmiş anlam yapılarını aşındırarak izleyiciyi birlikte yaşamanın alternatif yollarını düşünmeye çağırıyor.
Sergi 11 Eylül-12 Nisan tarihlerinde Arter’de.
Bağımsız sanatçılara eserlerini sergileyebilecekleri bir platform sunmayı hedefleyen Loft Art, bu kez ‘Olmayan Yer’ isimli grup sergisiyle karşımızda. 11 bağımsız sanatçının katılımıyla gerçekleşen sergide Ayşe Gürpınar, Berk Arıkan, Ecem Naz Dalmaz, Eylül Civelek, Handan Akarsu, Hilal Gök, Mehtap Yayla, Selver Yıldırım, Sevdiye Cerrahoğlu, Şüheda Karaosmanoğlu ve Yağmur Yılan’ın eserleri yer alıyor. ‘Olmayan Yer’ bir ütopya, hayali mekan ya da kişinin kendi zihninde kurduğu ama gerçekte karşılığı olmayan bir alanı işaret ediyor. Sergi, bu kavramı merkezine alarak mekanın ve zamanın kayganlığını, belleğin güvenilmezliğini ve aidiyetin kırılganlığını görünür kılıyor.
Sergi 2 Ekim-30 Kasım tarihlerinde Loft Art’ta.
Reklâm
Sergi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “İnsanlar bile bazen tanımadıkları şeylerin yansıması olabilir.” sözlerinden yola çıkıyor. Sessiz gücüyle derinlikli bir düşünceyi barındıran bu ifade, serginin merkezinde yer alıyor. ‘Formative’, eserlerin yalnızca kimliğimizin birer yansıması değil, aynı zamanda bizleri dönüştüren ve yeniden şekillendiren etkin güçler olduğunu hatırlatıyor. Sergideki her eser, sanatçının kişisel deneyimi, hafızası ya da sezgisinden doğarken, yaratım süreci içinde kendi yaşamını kazanıyor. Farklı disiplinlerde üretim yapan sanatçılardan oluşan özenle seçilmiş eserler bu anlatıyı genişletiyor. Sergide Pam Glick, John Riepenhoff, Hugo Capron, Angela Santana, Vickie Vainionpää gibi isimlerin eserleri yer alıyor.
Sergi 2 Ekim-2 Aralık tarihlerinde Ruzy Gallery’de.
Summart, Seda Gazioğlu’nun galerideki ilk kişisel sergisini ağırlıyor. Sanatçı, üretiminin ilk yıllarından bu yana odaklandığı insan bilişi, ritüeller, kadim inanışlar ve doğaüstü ile gündelik arasındaki karmaşık ilişkiyi bu kez “nazar” ve “bakış” temaları üzerinden yeniden ele alıyor. Bugüne dek batıl inançlar üzerinden irdelediği meseleler, bu sergide bir hakikat sorgulamasına dönüşüyor.
Sergi 17 Eylül-30 Kasım tarihlerinde Summart’ta.
Reklâm
İstanbul Modern, 2010 yılında kaybettiğimiz Ömer Uluç’un sanatsal yolculuğunu ışık tutan ‘Ufuk Çizgisinden Öteye’ başlıklı kişisel sergisini ağırlıyor. Sanatçının pratiğinde öne çıkan farklı ifade biçimlerini çeşitli temalar altında bir araya getiren sergide, üretim tarihi 1960’lardan 2010’a uzanan kapsamlı bir seçki yer alıyor. Kağıt üzerine desen ve çizimden tuval üzerine akriliğe, kolajdan heykele birçok disiplinden örnekler barındıran sergide, Uluç’un kauçuk, keçe, alüminyum, akrilik levha, PVC ve polyester gibi malzemelerle ürettiği çalışmalar da görülebilir. İnsanlık ve evren arasındaki karmaşık ilişkiyi irdeleyen sergi, döneminin geleneksel sınırlarını aşan 1931 doğumlu sanatçının 300’ün üzerinde yapıtını sunuyor. Öykü Özsoy Sağnak ve Nilay Dursun'un küratörlüğünde gerçekleşen sergide Uluç’un yaratıcı dünyasını keşfederken, zaman ve mekanın ötesinde bir deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz.
Sergi 21 Mart-12 Aralık tarihlerinde İstanbul Modern’de.
Meriç Öner ve Merve Elveren küratörlüğünde gerçekleşen ‘VarYok’ başlıklı sergi, kamusal alanı odağına alıyor. Üç bölümden oluşan sergi, tüm seneye yayılıyor. Programa davet edilen katılımcılar araştırma ve işlerini temelsizleştirilmiş özel/kamusal gerilimi üzerinden yeniden yorumluyorlar. Kurumun güncel incelemelerine tali yollar açan çalışmaların sunumu, farklı an ve coğrafyalara sıçrayan üç bölüme sahip. Sergide Gürbey Hiz, Emre Hüner, Metehan Özcan, Mona Mahall, Aslı Serbest, Deniz Tortum ve Efe Murad’ın işlerini görebilirsiniz.
Sergi 11 Ekim-16 Ağustos tarihlerinde Yunt’ta.
Discover Time Out original video
Reklâm



















