Dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde yaşamanın ayrıcalıklarından istifade etmek için, bugün için seçtiğimiz etkinliklere bir göz atın. Can sıkıntısına son!
Reklâm
Filiz Piyale Onat’ın Galeri / Miz’de izleyiciyle buluşan kişisel sergisi ‘Transparan’, katmanlı yüzeyleri ve sessiz manzaraları, insanın doğayla ve kendisiyle kurduğu kırılgan ve geçirgen ilişkiyi derinlemesine sorguluyor. Sanatçının sanatsal pratiği, sessizlikle çevrelenmiş doğa manzaralarının içinde kaybolmuş küçük ölçekli, çoğunlukla insan yapımı üç boyutlu ögeler arasında bir gerilim kuruyor. Bu gerilim, bireyin doğadaki yalnızlığına, sessizliğine ve görünmez varlığına işaret ediyor. Onat’ın eserlerinde doğa, görkemli bir fon değil; insanın kendisini tanımladığı, zamanla beliren izler taşıyan bir hafıza alanına dönüşüyor. Küratörlüğünü Öykü Demirci’nin üstlendiği sergide, bu varoluşsal sessizlik katmanlı bir derinliğe kavuşuyor ve doğa, yalnızca bakılan bir dış dünya değil, içinde kaybolunan geçirgen bir alan olarak yeniden ele alınıyor. ‘Transparan’ sergisinde geçmişle şimdi arasındaki ince katmanlarda ilerlemeye, insanın doğa kadar transparan olup olamayacağını sorgulamaya davetlisiniz.
Sergi 14 Mayıs-14 Haziran tarihlerinde Galeri / Miz’de.
Halil Petük ilk kişisel sergisinde görüntü, bellek ve kayıp arasındaki ilişkileri geçirgen yüzeyler ve sisli peyzajlar aracılığıyla odağına alıyor. Fotografik imgeye ait kadraj, bulanıklık ve ışık gibi ögeleri tuval üzerine akrilik ve yağlı boya tekniğiyle resim diline taşıyan sanatçı, netlikten çok hatırlamaya odaklanan bir görsel düşünce geliştiriyor.
Sergi 23 Mayıs-14 Haziran tarihlerinde Kairos’ta.
Reklâm
Artopol Galeri, Ozan Ünal’ın bronz heykellerinden oluşan yeni sergisine ev sahipliği yapıyor. 1974 İzmir doğumlu Ozan Ünal, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Karşıyaka’da kurduğu Atölye Pi’de üretimlerine başladı. Heykel, yazı ve çizimi birbirine dokuyan Ünal’ın üretimleri bugüne dek birçok sergide izleyiciyle buluştu. ‘İki Kişilik Bir Dünya’ ise zamanın hoyratlığına, dünyanın büyüyen gürültüsüne, toplumsal hızın ve tahammülsüzlüğün iç sıkışıklığına karşı iki kişinin kendilerine bir kıyı kurduğu, içe dönük ama dışa dirençli bir dünyayı anlatıyor. Ünal’ın heykelleri, zamandan ve mekandan azade figürlerle örülü. Kimi zaman birbirine sokulmuş iki bedende, kimi zaman aynı boşluğa yönelmiş iki omuzda hayat bulan bu heykeller, insanın insanla kurduğu en yalın ve en derin bağı temsil ediyor.
Sergi 13 Mayıs-15 Haziran tarihlerinde Artopol Galeri’de.
Eda Soylu ve Hatice Utkan, ‘Balığın Karnında’ adını verdikleri sergilerinde resim, heykel, şiir gibi alanları buluşturarak özgün bir yaklaşım sunuyor. İkili, düşünce ve felsefe tarihinden hareketle zihin, beden, ruh, varlık ve birlik kavramları üzerinden izleyiciyi bir yolculuğa davet ediyor. Barın Han’ın üç katına yayılan sergide ele alınan ifade alanlarına farklı sanatçılar da katkıda bulunuyor. Bu iç içe geçmiş deneyimler, disiplinler arası ve zanaatlar arası yeni üretim yollarına alan açıyor. Mozaik, ebru, bakır kullanımı, ses ve video yerleştirmeleriyle sergiye katkıda bulunan Barış Baykan, Mert Onur, Esra Özkalkan, Nur Soylu, Berke Cem Sönmez, Gözde Tolan ve Kaan Urgancıoğlu, ikilinin üretimlerini genişletiyor. Soylu ve Utkan, bu bağlamda, Barın Han’ın temellendiği bir arada olma kavramını da sürdürmeyi amaçlıyor.
Sergi 8 Mayıs-14 Haziran tarihlerinde Barın Han’da.
Reklâm
Anadolu’nun zengin kültür bitkileri mirası, bilimle sanatın kesişiminde hayat buluyor. Flora Araştırmaları Derneği’nin Bitki Ressamları Komitesi (BİRET) tarafından hazırlanan ‘Anadolu’nun Bitki Mirası’ sergisi SALT Beyoğlu’nda sizleri bekliyor. Sergide Türkiye’nin dört bir yanından 47 sanatçının özgün çalışmaları yer alıyor. Arpa, buğday, zeytin, üzüm gibi kadim türlerden tıbbi bitkilere, yerel sebze ve meyvelerden aromatik otlara kadar uzanan 80 botanik illüstrasyon, Anadolu’nun binlerce yıllık tarımsal belleğini ve doğayla kurduğu bağı görünür kılıyor. Her bir illüstrasyon, estetik duyarlılığın yanı sıra bilimsel doğrulukla hazırlanmış birer belge. Seçki, günümüzde tehdit altında olan kültür bitkileri ve onların yaban akrabalarının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlarken, aynı zamanda iklim krizi, gıda güvenliği ve yerel üretim konularına da güçlü bir görsel yanıt sunuyor. Ayrıca serlere eşlik eden herbaryum örnekleri, tarih belgeler ve bilimsel yayınlar sayesinde Anadolu bitkilerinin çok katmanlı öykünü keşfetmeniz de mümkün.
Sergi 16 Mayıs-10 Ağustos tarihlerinde SALT Beyoğlu’nda.
Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin ikinci süreli sergisinde natürmortlar başta olmak üzere yeme içme temasının işlendiği resim ve heykeller yer alıyor. Serginin küratörlüğünü, müzenin kurucu küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstleniyor. İrepoğlu, sergiyle aynı adı taşıyan bir de kitabın hazırlığını üstlendi. Sergide, 150’den fazla Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’na ait eserin yanı sıra, çok sayıda saygın koleksiyoner ve kurumdan ödünç alınan 50’ye yakın eserle birlikte 90 sanatçıya ait 200’ü aşkın sanat eseri yer alıyor. “Cömert Doğa” temasıyla başlayan sergi natürmortlar, ürünlerin sunulduğu pazar yeri, manav, fırın, dükkan ve sokak satıcıları, balıklar ve balıkçılar, su, yiyecek hazırlıkları, sofralar, lokantalar ve kahvehaneler gibi bölümlerle devam ediyor. Sergi odalarında sanat eserlerine, ‘İstanbul’un Resmi’ sergisinden de alışageldiğimiz üzere şiirler eşlik ediyor.
Reklâm
Araştırma odaklı sanatsal pratiğinde kültürel ve tarihsel olguların dönüştürülme, temsil edilme ve yorumlanma biçimlerini inceleyen Aslı Çavuşoğlu, ‘TunState’ adlı kişisel sergisini İMALAT-HANE’de sanatseverlerle buluşturuyor. Sanatçının, İMALAT-HANE desteğiyle üretilen yeni çalışmalarını da içeren sergi, doğanın kendi kendini koruma stratejilerinden ilham alarak, dönüşüm, dayanıklılık ve yeniden var olma hallerini odağına alıyor. Sanatçının uzun yıllardır geliştirdiği anlatı dünyasını besleyen sergi, sadece bir üretim pratiği değil; aynı zamanda bozulma, bekleme, direnç ve dönüşüm kavramlarını ele alan canlı bir ekosistem olarak kurgulanıyor. İlk olarak 2022 yılında Torino’daki Barriera’da gösterilen ve ardından 2023’te Meksika’daki Museo Jumex’te farklı işlerle genişleyen sergi, sanatçının geçmiş işleriyle kurduğu diyaloğu sürdürerek, geleceğe dair yeni bir sorgulama alanı açıyor.
Sergi 17 Mayıs-27 Eylül tarihlerinde İMALAT-HANE’de.
İstanbul’un önde gelen disiplinlerarası sergi mekanı Meşher, ‘Hikâye İstanbul’da Geçiyor’ isimli sergisiyle adından söz ettiriyor. 16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebi türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini odağına alan sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilim kurgudan casusluk öykülerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait el yazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor. Serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstleniyor.
Sergi 23 Ocak-13 Temmuz tarihlerinde Meşher’de.
Reklâm
İstanbul Modern, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında, Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın kişisel sergisini ağırlıyor. Serginin en ilgi çekici ögesi, sanatçının İstanbul Modern için özel olarak ürettiği geniş ölçekli yerleştirmesi kuşkusuz. Öykü Özsoy Sağnak ve Yazın Öztürk’in küratörlüğünde gerçekleşen sergi; sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konuları odağına alıyor. Shiota, sergiye de adını veren ‘Dünyalar Arasında’ başlıklı büyük ölçekli yerleştirmesini, İstanbul'un konumundan yola çıkarak üretti. Japonya’yı 2015 yılında Venedik Bienali’nde temsil eden Chiharu Shiota’nın İstanbul Modern’deki bu yerleştirmesi, sanatçının kişisel ve kolektif hafızayla ilişkilendirdiği bireysel öyküleri keşfetme fırsatı sunuyor.
Sergi 6 Eylül 2024-25 Ocak 2026 tarihlerinde İstanbul Modern’de.
Büyükdere35, 1wallexhibition serisi kapsamında Kübra Su Yıldırım’ın eserlerini ağırlıyor. Sergi, izleyiciye doğrudan yöneltilen ‘What’s Inside?’ (içerisinde ne var?) sorusuyla başlıyor. Bu soru aracılığıyla zihin, bilinç dışı, kimlik, arzu, korku ve varoluşa dair çok katmanlı bir düşünsel alan açılıyor. Serginin kavramsal merkezinde yer alan triptik yapı, zaman algısı, kimliğin parçalanabilirliği ve hakikatin çoğul doğasını görsel bir dille sorguluyor. Eserler, bu merkezden türeyen düşünsel ve imgesel uzantılar olarak mekanda yerini alıyor.
Sergi 16 Mayıs-14 Haziran tarihlerinde Büyükdere35’te.
Discover Time Out original video
Reklâm