hey

Hayalindeki şehri tasarla

“Oyun, bizi kente dair birçok farklı fikri, konuyu ve sanat eserini incelemeye teşvik ediyor ”

Yazan:
Time Out editors
Reklâm

‘Hayal Edilebilir Tasarım Kılavuzu’ ilginç bir kart oyunu. Şehir planlama ve kamusal alan tasarımı hakkında bilgi edinmemizi sağlayan bu oyunun yaratıcısı Alexis Şanal’dan dinledik.

 ‘HEY!’ şehirlerin nasıl tasarlandığını keşfetmemizi sağlayan bir kart oyunu. Şehir planlamasını oyun formatına taşımak nasıl aklınıza geldi?

Şehir planlama ve kentsel tasarımın bir uzmanlık alanı olduğu doğru. Daha yürünebilir, yaşanabilir, sevilebilir şehirler dileyenler ise bu uzmanlık alanı konusunda daha bilgili olabilir ve taleplerini daha yapıcı bir şekilde ifade edebilirler. Bir mahalleyi düşündüğümüzde farklı bireylerin dilekleri ilk aşamada çatışıyor gibi gözükebilir. Aslında bu çatışmaları fırsata çevirebilecek yöntemlere ihtiyacımız var. Günümüzde tasarım araştırması gibi birçok farklı alanda oyunlar öğretici bir araç olarak kullanıyor. Biz de hem farklı disiplinlerden öğrenciler için pedagojik bir araç, hem de vatandaşlarımız için bir kılavuz oluşturmak istedik. Yaşam alanlarımıza dair tartışmaların sertleşmesi doğal. Bir oyunun bunu kırabileceğini düşündük.  

 ‘HEY!’ nasıl oynanıyor?

Bir-iki saat süren bir oyun. Bireyler ya kendilerini canlandırıyor ya da belediye, yatırımcı gibi kent aktörlerinin yerine geçiyorlar. Kartlar dağıtılıyor. Değişime ihtiyaç duyan bir kentsel alan için kartları kullanarak neyin onlar için önemli, neyin ikincil olduğunu tartışıyorlar. Aslında tüm bilgi kartlarda mevcut.

 ‘HEY!’ oyunculara ve şehir planlamasına ne katmayı amaçlıyor?

Oyunculara kentsel tasarım hakkında temel kavramları öğreterek STK’ların, mahalle örgütlerinin dileklerini daha iyi ifade etmelerini sağlamayı istiyoruz. Aslında ne yapılması gerektiğini ya da ne istendiğini anladığımızda yolun yarısını kat etmiş oluyoruz. Bu talepler şekillendiğinde bir yol haritası çıkarmak ve gerekli mercilere bilinçli bir şekilde başvurmak oyunculara kalıyor. Kentsel alanın bize sunduğu olanakları daha iyi bilirsek kente dair bilgimiz artar.

 SANALarc Mimarlık Stüdyosu’nun kurucususunuz. ‘HEY!’i tasarlarken stüdyonuzda yaptığınız çalışmalardan nasıl etkilendiniz?

‘HEY!’, ofisimizdeki kentsel tasarım pratiklerinden yola çıkıyor. Mühendisler, uzmanlar ve sanatçılarla iş birliği yapıyoruz. Aynı zamanda belediyenin kapasitesini, kentliler ve uzmanlarla ilişkilerini gözlemleyebiliyoruz. Bunların yanında İstanbul’un bir kent olarak ürettiği bir bilgi var. Binlerce yıllık organik bir şehirleşme bilgisi. Ancak bunlar kamusal alana dair tartışmalarda kayboluyor, eski ekonomik modellerin ya da tasarımların uygulanmasında sorunlar oluşuyor. Şişhane Park, SALT Araştırma, Bomontiada bu bağlamda bizim için önemli projelerdi. Atölyemiz halktan, yatırımcılardan, belediyeden, hissedarlardan ve şehri tasarlama girişiminde bulunan herkesten çok şey öğrendi. Kamusal alanın aktörleri harika fikirlerden ve tasarım görgüsünden yoksun değil. Sadece fikirlerini tasarım parametrelerine dönüştürmek için temel teknik bilgiye ve farklı ilgi alanlarını yansıtan bir tasarım brief’i oluşturmalarını sağlayacak vasıtaya ihtiyaçları vardı. Başlangıç noktamız vatandaşlara ve kamu sektörü müşterilerine, kendi şehir tasarım fikirlerini telaffuz etme ve bu fikirlerin gerçekleştirilebilecek tasarım çözümleri olduğunu fark etme gücünü vermek.

 ‘HEY!’ için altı konu başlığı ve 101 kategori oluşturulmuş. Bu oyunda oyuncuların hayal gücünü tetikleyen nedir? Bu hayal gücünün kolektif bir nitelik kazanması nasıl mümkün oluyor?

‘HEY!’, bizi kente dair birçok farklı fikri, konuyu ve sanat eserini incelemeye teşvik ediyor. Daha sonra da bunları farklı roller üzerinden tartışıyor ve uygulanabilir çözümler hayal ediyoruz. Aslında kartlara bakarak verilecek karar çok basit: Bunlar elzem mi yoksa ikincil mi? Ama konuların hangi aktörler için önemli, hangileri için önemsiz olduğunu tartışırken, farklılıklar üzerinden daha renkli ve zengin bir bütüne ulaşılabiliyor.

 Kartların içeriği hazırlanırken tasarım aktivistleri, STK’lar ile sanat profesyonelleri çalışmışsınız. Bu iş birlikleri nasıl doğdu?

Kitle kaynaklı çalışma sürecinde yolunuzu kendiniz buluyorsunuz. Merak uyandıran, farkındalık ve tartışma yaratan bir açık çağrı ile başladık fakat katılım çok az oldu. Ardından sivil toplum örgütlerinin, sanatçıların ve uzmanların kamusal alan ve sosyal hayat üzerine odaklanan çalışmalarının farkına vardık. Daha sonra ekibimiz, şehir planlaması tartışmalarını şekillendiren ve bilgiyi paylaşan bu aktif katılımcıların yazılarını, sergilerini ve etkinliklerini takip etmeye başladı. Önümüzdeki en büyük kısıtlama konulardı fakat yazarları, sanatçıları ve STK’ları yeni konular bulmaya ve kendi çalışmalarıyla ilgili işler önermeye teşvik ettik. Kitle kaynaklı çalışma ‘HEY!’ için katkıda bulunmak isteyen insanları ve organizasyonları bulma süreciydi. Katılımdaki cömertlik ise İstanbul’un paylaşılan geleceğinin beraber tasarlanabileceğinin kanıtıydı.

 Kamusal alanı siz nasıl tanımlarsınız? Kamusal alan tasarımının insanları mutlu etmesi için ne gibi kıstaslar gözetilmeli?

Kamusal alan birbirine bağlanmış mekanlardan oluşan; kamusal yaşamı ve topluluk faaliyetlerini destekleyen, bireylere kendilerini özgürce ifade etme olanağı sunan, herkesin ulaşabileceği bütüncül bir sistemdir. Kentsel imkanlar, şehirsel ekoloji ve özel işlevler kamusal yaşamı desteklemek için uyumlu bir sinerji gösterdiğinde kamusal alan daha iyi çalışır. Hatta halk bu memleketi kolektif sosyo-ekonomik ve kültürel kimliklerinin bir parçası olarak gördüğünde ve sahiplendiğinde kamusal alan olağanüstü çalışır. Kamusal alan, parklara ve plazalara erişimin kamuya ait bir hak olması gibi sığ bir şekilde tanımlandığında en çok zararı görür. Birbirine bağlı sosyo-kültürel kazançlar olarak değerlendirildiğinde ise yücelir. İstanbul’da yerel sokaklar, mahalle pazarları, büyük parklar, halk kütüphaneleri ve Boğaz’a nazır iskeleler kamusal alanın en güzel örnekleri. Bu kamusal alanlar, nüfusu şehrin sosyal hayatına, sohbetlere ve mevsimsel etkinliklere bağlıyor. Bu kamusal mekanlarda mutlu paylaşımlar gözlemliyorum.

 ‘HEY!’ bir araya getirdiği insanları konuşmaları ve tartışmaları için teşvik ediyor. Zihinsel süreçleri tetikleyeceği kesin. Peki, somut ürünler vermesi nasıl söz konusu olacak?

‘HEY!’ somut çözümleri birlikte şekillendirmenin yolunu açabilir. En azından halk, belediye ve tasarım uzmanları için bir kılavuz oluşturuyor. Şu anda bu soruyu daha net bir şekilde cevaplayabilmek için Ayvalık’ta bir mahalle kolektifi ile beraber çalışıyoruz. Topluluğun paydaşlarıyla beraber ilk atölyemizi yaptık. Belediyeye sunulacak bir tasarım brief’i ve şematik tasarım çözümleri hazırlayacağız. Mahalle kolektifi eğer belediyenin destekleyebileceği temel tasarım kılavuzunda anlaşırsa, gerçekleştirebilecekleri bir projeleri olacak.

 ‘HEY!’e kimlerin ilgi göstereceğini düşünüyorsunuz? Oyunu hazırlarken kime yönelik olacağını hesaba kattınız mı?

‘HEY!’i şehre dair alınan kararlara müdahil olmak isteyen herkese yönelik bir kent tasarım kılavuzu olarak düşünebiliriz. Yani oyunu dünyanın her yerindeki kentli bireyler için hazırladık. Özellikle kentsel alanda aktif STK’ların, tasarım aktivistlerinin, mahalle derneklerinin yararlanabilecekleri bir araç ‘HEY!’.

 Sizce İstanbul’da şehir planlama ve kamusal alan tasarımı konularında karşılaşılan en büyük sorunlar neler? Bu sorunların üstesinden nasıl gelinebilir?

İstanbul’da gözlemlediğimiz en büyük problem, vatandaşlarımızın hayallerindeki İstanbul’u yaratabilecek motivasyonu kaybetmiş olmaları. İstanbul geniş bir kamusal alana sahip, işleyen bir toplu taşıma ağı var. Farklı mahallelerindeki ve pazar yerlerindeki canlı sosyal hayatı dünya tanıyor. Birçok muhteşem kamusal alan ve kaynak, kentsel dönüşüm, küresel kapitalizm, sermaye dağılımındaki eşitsizlik yüzünden geri dönüşü olmayan zararlar gördü ve yok olmaya yüz tuttu. Yine de dışarıda İstanbul’un kültürel ve ekonomik potansiyelini fark eden genç bir nesil var. Bu nesil bilgi paylaşımının çözümlerini güçlendirdiğinin farkında. Ayrıca güven sermayesi ve şeffaflığın önemli olduğu paylaşım ekonomisi döneminde eğitildiler. ‘HEY!’ çözüm bulmak adına yaptığımız bir katkı. Amacımız, eğlenceli eğitim yoluyla vatandaş tasarımcıların sesinin duyulmasını sağlamak, canlı sosyal hayatı destekleyen şehri beraber tasarlamak ve halkımızın bilgisine erişilebileceğimiz bir platform oluşturup bu bilgiyi paylaşmak.

‘HEY! Hayal Edilebilir Tasarım Kılavuzu’, www.yemkitabevi.com’da satışta, 95 TL. instagram.com/imaginableguidelines

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm