Yurt dışındaki festival sezonu kapanırken, önümüzdeki aylarda daha çok konuşulacak filmler Filmekimi sayesinde İstanbul’a uğramaya başlıyor. Türkiye’de vizyona girmesi kesinleşen filmleri şimdilik göz ardı ettik ve geri kalanlarından göze çarpanları derledik.
Onur Aymete
A Hidden Life / Gizli Bir Yaşam
Son dört sene içindeki üçüncü filmiyle karşılaştığımıza göre belli ki Terrence Malick harıl harıl çalışmaya devam ediyor. Ancak bu filmin, yönetmenin ‘Tree of Life / Hayat Ağacı’ (2011) ile zirveye çıkan tarzından farklı bir yönü var. Malick, hayat hakkında sorular sormak yerine bu sefer gerçek bir hikayeden yola çıkıyor ve II. Dünya Savaşı’nda savaşmayı reddeden bir çiftçiyi anlatıyor. Yoksa yeni bir ‘The Thin Red Line / İnce Kırmızı Hat’ (1998) bizi mi bekliyor? Pek sanmıyoruz, ama Malick’in böyle bir senaryoyu seçmesinde bir hayır vardır diyoruz.
8 Ekim Salı, Kadıköy, 16.00 / 10 Ekim Perşembe, Atlas, 21.30 / 11 Ekim Cuma, City’s, 16.00 / 13 Ekim Pazar, Rexx, 21.30
A Vida Invisível / Görünmez Yaşam
Brezilyalı yönetmen Karim Aïnouz, ‘A Vida Invisível / Görünmez Yaşam’ı aynı isimli çok satan bir romandan uyarlarken, kendi çocukluğundan ve annesinin yaşamından da esinlenmiş. Biri kariyerinin, diğeri aşkın peşinden giden iki kız kardeşin hikayesini izliyoruz. Kostümler, setler ve renk tercihleriyle en az hikayesi kadar etkileyici bir dünya kurulmuş. Portekizcede ‘saudade’ denilen, derin bir yokluğun yol açtığı duyguları anlatan film, Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde büyük ödülü aldı ve Brezilya’nın Oscar adayı oldu.
4 Ekim Cuma, Atlas, 16.00 / 6 Ekim Pazar, Rexx, 21.30 / 7 Ekim Pazartesi, Beyoğlu, 16.00 / 8 Ekim Salı, City’s, 21.30
Babyteeth / Süt Dişi
Memleketi Avustralya’da başarılı bir kariyeri olan televizyon ve tiyatro yönetmeni Shannon Murphy, ilk uzun metrajı ‘Babyteeth / Süt Dişi’ ile dünyaya açılıyor. 15 yaşındaki kanser hastası Milla’nın, evsiz bir uyuşturucu satıcısıyla sevgili olmasını ve anne babasının bu durum karşısındaki tepkilerini anlatıyor film. Eğlenceli unsurların eksik olmadığı, trajik bir hikaye anlatsa da film rejisi veya öyküsünden çok başrollerdeki gençlerle öne çıkıyor. Milla karakterindeki Eliza Scanlen, Jean-Marc Vallée dizisi ‘Sharp Objects’de (2018) de rol almıştı; sevgilisi rolündeki Toby Wallace ise Venedik Film Festivali’nde En İyi Genç Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü.
4 Ekim Cuma, City’s Salon 7, 19.00 / 5 Ekim Cumartesi, Rexx, 13.30 / 9 Ekim Çarşamba, Beyoğlu, 16.00 / 12 Ekim Cumartesi, Atlas, 11.00
Bacurau
Cannes’da Altın Palmiye için yarışıp Jüri Özel Ödülü’yle dönen ‘Bacurau’, alışık olmadığımız bir zamanda ve mekanda geçen bir bilim kurgu filmi. Kadınların sözünün geçtiği bir Brezilya köyünü mesken edinen ‘Bacurau’ ülkedeki vahim eşitsizlikler hakkında bir şeyler söylüyor aslında. Kült oyuncu Udo Kier’in önderlik ettiği bir Amerikalı çetesi, uzay gemileri, doğaüstü olaylar gibi unsurların eleştirel bir çatı altında bir araya gelmesi aslında her zaman işe yarayacak bir fikir değil. Ama ‘Bacurau’da, karşı konulamaz tuhaflıkta bir şeytan tüyü var neyse ki.
4 Ekim Cuma, Rexx, 21.30 / 5 Ekim Cumartesi, Beyoğlu, 21.30 / 6 Ekim Pazar, Atlas, 16.00 / 10 Ekim Perşembe, City’s, 16.00
Hutsukoi / İlk Aşk
Takashi Miike ismi sizi heyecanlandırıyorsa doğru yerdesiniz. Neslimiz tarafından en bilindik işi büyük olasılıkla ‘Ôdishon / Ölüm Provası’ (1999) olan Japon yönetmen, kan ve vahşet dolu işlerin ustası. Bugüne kadar irili ufaklı, 100’den fazla film çekti Miike; bunlardan birini bile izleyip hoşlanmadıysanız, yönetmene bir şans daha şans vermenizi öneremeyiz. Ancak Tarantino ve nice sinemacı Miike’den boşuna etkilenmiyor, çünkü korku ve aksiyon söz konusu olduğunda hedefi sık sık 12’den vuruyor. ‘Hutsukoi / İlk Aşk’ ise abartılı bir gangster filmi. Beyninde tümör olan bir boksör, bir kolunun yerine pompalı tüfek takmış bir suçlu ve ruhlar dünyasıyla başı dertte olan bir hayat kadını gibi ilginç karakterler bir araya geliyor; kendini ciddiye almayan bir eğlence anlayışıyla çekilen şiddet dolu sahneler gözümüzün önünden geçiyor.
5 Ekim Cumartesi, Kadıköy, 21.30 / 7 Ekim Pazartesi, Beyoğlu, 11.00 / 9 Ekim Çarşamba, Atlas, 19.00 / 10 Ekim Perşembe, City’s, 13.30
It Must Be Heaven / Burası Cennet Olmalı
Filistinli ünlü yönetmen Elia Suleiman, memleketi Nasıra’dan yola çakıp Avrupa’dan Amerika’ya yolculuk ederek, yönetmenliğe devam edebileceği yeni bir yuva arıyor. Tek söz sarf etmediği bu seyahat boyunca Suleiman, Filistin’i hatırlatan adaletsizliklerle karşılaşıyor; ama kendine özgü tarzıyla komediden şaşmıyor. Güldürse de yürek burkan bir film ‘It Must Be Heaven’.
6 Ekim Pazar, City’s, 11.00 / 7 Ekim Pazartesi, Rexx, 19.00 / 9 Ekim Çarşamba, Atlas, 16.00 / 13 Ekim Pazar, Beyoğlu, 21.30
The Lodge / Dağ Evi
‘Ich seh ich seh / Ölümcül Oyun’un (2014) yönetmenleri Veronika Franz ile Severin Fiala, yine aile temalı bir korku filmine imza atmış. Avustralyalı yönetmenleri bundan sonra İngilizce filmlerle de göreceğimizi işaret eden ‘The Lodge’, üvey anneleriyle yakınlaşmaları için bir dağ evi tatiline çıkan iki çocuğu korkunç olayların ortasına atıyor. Gergin ortamlardan, korku sahnelerinden ve tatsız sürprizlerden hoşlananlar pişman olmayacak.
7 Ekim Pazartesi, Kadıköy, 11.00 / 8 Ekim Salı, City’s, 13.30 / 10 Ekim Perşembe, Beyoğlu, 21.30 / 13 Ekim Pazar, Rexx, 19.00
Swallow / Saplantı
Ana karakterimiz Hunter, tehlikeli nesneleri yutma arzusuna boyun eğmeye başlıyor. Hamile kalmasının ve hayırsız kocasının da gösterdiği gibi, bedeni üzerinde daha fazla söz sahibi olması için bir savunma mekanizması mı acaba bu? ‘Swallow / Saplantı’, bu gibi soruları ortaya atarken başroldeki Haley Bennett’ın performansıyla öne çıkıyor. Tuhaf gerilim filmlerinden hoşlananlara göre.
4 Ekim Cuma, City’s, 16.00 / 5 Ekim Cumartesi, Beyoğlu, 16.00 / 6 Ekim Pazar, Kadıköy, 21.30 / 7 Ekim Pazartesi, Atlas, 13.30
Zombi Child / Zombi Çocuk
‘Saint Laurent’ın (2014) yönetmeni Bertrand Bonello imzalı bu zombi filmi, korku unsurları taşımasına rağmen korkutmayı amaçlamıyor. Bunun yerine yönetmen, ayrıcalıklı öğrencilerin okuduğu modern bir yatılı okulun yanı sıra 60’lı yılların Haitisini de mesken edinerek sömürgecilik hakkında bir hikaye anlatıyor. Hikayenin Haiti kısmı, gerçekten yaşandığı iddia edilen bir zombi vakası; modern tarafı ise atalarının günahları sayesinde bulundukları yere gelen Fransız gençlerin öyküsü. Haiti bölümü etkileyici vudu sahneleriyle öne çıkarken, diğer kısım Fransız rap parçalarına ayak uydurmaya çalışan bir ritimle filmi hareketlendiriyor.
4 Ekim Cuma, Rexx, 11.00 / 5 Ekim Cumartesi, Kadıköy, 16.00 / 7 Ekim Pazartesi, Atlas, 11.00 / 9 Ekim Çarşamba, Beyoğlu, 21.30
KUTU
Filmekimi programından önümüzdeki günlerde vizyona da girecek olan filmler...
Dolor y gloria / Acı ve Zafer
11 Ekim’de vizyonda
Le daim / Deri Ceket
25 Ekim’de vizyonda
Gisaengchung / Parazit
1 Kasım’da vizyonda
Marriage Story
15 Kasım’da Netflix’te
And Then We Danced / Ve Sonra Dans Ettik
15 Kasım’da vizyonda
Sorry We Missed You / Üzgünüz, Size Ulaşamadık
22 Kasım’da vizyonda
Monos
29 Kasım’da vizyonda
Matthias & Maxime
6 Aralık’ta vizyonda
Little Joe / Küçük Joe
13 Aralık’ta vizyonda
La vérité / Saklı Gerçekler
27 Aralık’ta vizyonda
La Gomera/ Islıkçılar
10 Ocak’ta vizyonda
Portrait de la jeune fille en feu / Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi
10 Ocak’ta vizyonda
Jojo Rabbit / Tavşan Jojo
31 Ocak’ta vizyonda
4-13 Ekim; gösterimler Atlas Sineması, Beyoğlu Sineması, Cinemaximum City’s, Rexx Sineması ve Kadıköy Sineması salonlarında. Hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00) 12 TL; hafta içi 19.00 ve hafta sonu seansları (11.00-13.30-16.00-19.00) tam 30 TL, indirimli 18 TL; tüm 21.30 seansları ise 30 TL; biletler satışta. filmekimi.iksv.org