İltem Dilek

Kimlere gülüyoruz? - Karikatürist İltem Dilek

Alışılmadık ismine kanıp erkek olduğunu sananlar çok olsa da İltem Dilek genelde erkeklerin baskın olduğu mizah dergisi ortamlarının parmakla gösterilen kadın çizerlerinden biri. Dilek, karikatür çizme mesaisini ve daha fazlasını anlattı.

Yazan:
Mehmet Ak
Reklâm

Çocukluğun nerede, nasıl geçti? Çizmeye nasıl başladın?
Antalya’da büyüdüm. Maalesef tam bir apartman çocuğuydum. İlkokul yıllarım annem ve babam işten gelene kadar evde çizgi film izleyerek ve kitap okuyarak geçti. Bazen de annemleri kuzenlerimin evinde beklerdim. Orada Leman Dergisi ile tanışıp çok sevmiştim. Her hafta dergiyi sakladıkları yerden çıkarıp okurdum. Ama dergilerin benim için bir tutkuya dönüşmesi Lombak ve Penguen ile oldu. Çizer olmayı o zamandan kafaya koydum. Nitekim üniversiteye başladığım ilk hafta Penguen’in amatör gününe gittim. 2012 yılında da Uykusuz’da köşe sahibi oldum.

Nasıl bir eğitim aldın? Ne işlerle meşgul oldun?
Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Bölümü yazarken de okurken de mühendislik yapmak istemediğimden çok emindim, niye yazdım bilmiyorum. Okul biter bitmez İTÜ’de yüksek lisansa başladım, eğitimim devam ederken de Uykusuz’a girdim. Başka da bir işte çalışmadım.

Hangi noktada “Ben bu işi profesyonel olarak yapabilirim,” dedin? İşler ne zaman ciddiye bindi?
Lisede saçma bir özgüvenim vardı. “Ben bu işi yapacağım,” deyip duruyordum. Bir daha hiçbir zaman kendimden o kadar emin olamadım ama eğer o zamanki İltem’e ihanet edip mühendislik yapsaydım ömür boyu içimde büyük bir ukdeyle yaşayacaktım. Hani yüreğinin sesini dinlerler ya, ben de ergen İltem’in sesini dinledim. İyi mi ettim bilmiyorum.

 

A photo posted by İltem Dilek (@iltemdilek) on Dec 2, 2015 at 7:00am PST

Çizmeye başladığın sıralar feyz aldığın çizerler kimlerdi? En çok kimlere gülüyor, taklit etmeye çalışıyordun?
O zamanlar Penguen okuyan çoğu insan gibi Yiğit, Umut ve Ersin’in işlerine bayılıyordum. Lombak’ta da Bülent Üstün’ün Kötü Kedi Şerafettin’i, The Mongollar’ı beni çok heyecanlandırıyordu. Bir an önce İstanbul’a gidip o underground havayı solumak istiyordum.

Mizah söz konusu olunca en çok konuşulan şeylerden biri yerellik ve evrensellik meselesidir. Kendi işlerini nerede görüyorsun?
Sanırım yerel şeylerden daha çok besleniyorum. Bir yabancıya karikatürlerimi okutsak herhalde çoğu anlamsız gelirdi. Burada, belki alakasız gözükebilir ama, bir şeyden bahsetmek istiyorum. İnsanlar genellikle hakkında mizah yapılan kişi ya da konularla dalga geçildiğini zanneder. Aslında birçok karikatürümde ben kendi yaptığım şeyleri çiziyorum. Ayrıca ailemden, sosyal çevremden, günlük hayatta gördüklerimden esinleniyorum. Bu da, haliyle işlerimi daha yerel yapıyor.

Çizerlerin çalışma rutinleri eskiden beri klişe bir şekilde anlatılır, hatta konuya sıkışıldıkça sık sık anlatı malzemesi de olur. Senin çalışma düzenin nasıl?
Köşeyi bitirdikten sonraki iki gün beynimi rölantiye alıyorum. Sonra yavaş yavaş beyni ısıtmaya başlıyorum ve ardından yine espri ve hikâye düşünmeye devam ediyorum. En sona da fikirleri toparlayıp çizmesi kalıyor. Genelde o klişe şekilde anlatılan kısım çizme kısmıdır ama işin bir de öncesi var.

 

A photo posted by İltem Dilek (@iltemdilek) on Sep 3, 2015 at 4:57am PDT

 

Gündemin yoruculuğuna rağmen düzenli espri bulmayı nasıl başarıyorsun?
Son yıllarda hepimiz olağanüstü şeylere tanıklık edip sanki her şey normalmişçesine yaşamaya çalışıyoruz. Bu normalleştirme hep eleştirilen bir şey ama bir yandan da kafayı yememek için geliştirilen bir savunma mekanizması. Ben de bir şekilde işime odaklanmaya çalışıyorum. Çoğu zaman işe yarıyor.

Mizah dünyası eskiye nazaran çok daha az cinsiyetçi bir ortam. Bu camianın içinde yer alan bir kadın olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada cinsiyetçi dil 90’lara göre biraz yumuşadı sanırım. Ama bu dilin törpülenmesinin, bizde Batı’nın aksine toplumsal bir bilinçlenmenin yansıması olduğunu düşünmüyorum. Biz sadece o akıma kapıldık. Toplum yine aynı toplum.

Bu aralar en çok kimlere, nelere gülüyorsun?
En çok Cihan Kılıç’ın Tuvofi’sini beğeniyorum. Uykusuz, Hortlak ve Naber dergilerini düzenli takip ediyor ve birçok çizeri de severek okuyorum.

İltem Dilek karikatürleriyle her hafta Uykusuz’da.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm