Ayyuka
FNDAyyuka

‘Maslak Halayı’na buyurun

Yeni albümü baştan sonra seslendirecekleri ilk konserlerinin arifesinde Ayyuka'yı stüdyoda yakalayıp sözü onlara bıraktık. Mehmet Ak

Reklâm

Bir süredir tekliler geliyordu Ayyuka cephesinden. Önce ‘Yukadans’ geldi, sonra ‘Komalı’ ve ‘Karşılama’. Her biri ahir zamanlarda yapılmış birer Anadolu Pop cevheri gibi. Yine ne deneysellikten kaçınmışlar ne de kendi çizgilerini bozmuşlar. Yeni albümü baştan sonra seslendirecekleri ilk konserlerinin arifesinde stüdyoda yakalayıp sözü onlara bıraktık. 

Yeni albüm 4 Ekim’de dijital ortamlarda, kısa bir süre sonra da plak formatıyla raflarda yerini alıyor. Ne zaman başladınız çalışmalara, ekibi nasıl topladınız? 

Alican Tezer Dün bir şey bulmaya çalışıyordum, iki sene önce Babylon’da verdiğimiz bir konserin kaydına rastladım. Orada çalmışız mesela yeni şarkılardan birini. Demek ki o zamanlar temeli atmışız. Bir önceki albüm ‘Sömestr’ gibi bu sefer de doğaçlamalarla başladık işe büyük oranda. 

Altan Sebüktekin Sabit bir düzenimiz, kalıcı bir stüdyomuz yok şu sıralar, o yüzden doğaçlamaları şarkıların çatısını oluşturmak için kullandık daha çok. Sonra onları kesip biçerek demolar çıkardık, ardından ciddi bir masaüstü emeği de oldu. 

Alican Hepimizin biraz işi gücü var bu aralar. Yaşımız ilerledi, ayrı şehirler ve ülkeler de girdi işin içine. Buradaki doğaçlamaların üstüne ayrı ayrı evlerde de çalışmamız gerekti o yüzden. 

Altan Aslında bu albümün kayıt süreci daha az bir araya gelebildiğimiz bir dünyada üretmeye devam etmenin çözümlerini bulmak gibi oldu. Alican Berlin’de, Ahmet Eskişehir’de, Özgür İstanbul’da yaşıyor; ben de İsveç’e taşındım. 

Hikayenin başında sizi bir araya getiren Eskişehir ama değil mi? 

Alican Evet, üniversite için hepimiz Eskişehir’deydik. Eskişehir’in o zamanlar bir tane barı vardı sadece, o yüzden sürekli evlerde, okul stüdyosunda falan çalıyorduk birlikte. Doğaçlama eğilimimize katkısı büyük o dönemin. Çok fazla çaldık birlikte. Bir araya gelmemizden altı-yedi sene sonra ilk albüm çıktı zaten, biz o arada iyice sesimizi bulduk. 

İlk albümün çıktığı zamanlardan bir röportajı hatırlıyorum, iki anahtar sözcük kalmış aklımda: Doğaçlama ve Red Hot Chili Peppers referansları. 

Altan Eskişehir’de bir araya geldik, grup kurduk diyoruz ama başlangıçta böyle bir niyetimiz yoktu. Cover’lar yaparız, barlarda çalarız diye yola çıkmıştık. Hatta yalnızca RHCP cover’ları yapıyorduk, ama vokalsiz. Sonra beraber çaldıkça özgün şeyler de çıkmaya başladı. 

Alican O zamanlar İstanbul’da hep cover yapan gruplar çalıyordu. Yalnızca Peyote beste yapan orijinal insanlara yer veriyordu. Sonradan Dogzstar da geldi. Bu mekanlar kendi müziğini yapan çok gruba destek oldu. 

Bir de özgün olmaya önem veren; hem dünyayı takip eden hem de buranın müziğine önem veren Replikas, Zen gibi ekiplerin açtığı bir yol da vardı, değil mi?   

Altan Aynen öyle. Özgür’le hafta sonları İstanbul’a gelip Zen’i izliyorduk eski Peyote’de mesela, özgür doğaçlama çalıyorlardı. Zehri biraz da bu isimlerden aldık. Zen’in, Baba Zula’nın etkileri çoktur üstümüzde. Zen’in ‘Tanbul’u ve John Frusciante’nin ilk iki solo albümü…

Ne kadar doğaçlamaya yaslansanız da yine de bir tematik bütünlüğü oluyor albümlerin.

Altan Albüm haline gelme süreci doğaçlamanın belli bir kalıba oturmasıyla oluyor aslında. Sahnede aklımızda hiçbir şey olmadan bir şeyler üretiyoruz başlangıçta. Sonra bu serbest doğaçlamalarda oluşan fikirler bir araya getiriliyor. Elde olan malzemelerle stüdyoya giriyoruz. Bambaşka şeylerle günü tamamladığımız da oluyor. 

Yayınladığınız ilk üç şarkı buranın geleneksel formlarını Ayyuka çizgisine oturtuyor. 

Ahmet Kul Doğru anlamışsın, özet olarak biraz böyle. 

Altan İlk albümdeki iki parçaya odaklanarak yola çıktık. ‘Hamam Sefası’ ve ‘Azgın Çengi’ parçaları biraz yoğunlaştığımız yerler oldu. 

Alican Bizim iyi yaptığımız şey, geleneksel bir motiften yola çıkmak ve doğaçlamadan ilham almak. Tüm albümlerde var aslında böyle anlar. Bu sefer biraz daha fazla yoğunlaşalım dedik. 

‘Komalı’ parçası 70’lerin Anadolu Pop damarını çok iyi yakalıyor, ama kökten bir yerlerden. Arif Sağ’ın ‘Osman Pehlivan’ı gibi örneğin. 

Alican Onlar gibi demeyelim, taklit bir ses yakalamaya çalışmadık. Melodik ve ritmik olarak öyle bir örtüşme, bir yakınlık olabilir. 

Özgür Yılmaz Daha çok gitar ağırlıklı bir müzik yapmak istedik. O komalı sesleri de gitarla çaldık örneğin. Bu sefer önceki denemelerimizden farlı olarak synth’ler, klavyeler kullanmaya başladık, onları da yeniden akort ettik. 

Dinlerken elektro saz mı diye düşündürüyor aslında.

Özgür Öncesinde bentle yapıyordum, şimdi ufak bir sistem buldum. Gitarın belli tellerini komalı akort ederek çalıyorum. Öyle her şeyi çalamıyorsun tabii ama bu da aslında bir avantaj. Sadece belli başlı makamlara odaklanabiliyorsun, bu da bir özgünlük veriyor. 

Sonuç olarak Anadolu civarlarında dolaşmaya devam ediyor albümün kalanı da anladığım kadarıyla. 

Özgür Evet, bir tane ‘Giresun Karşılaması’ var,  tamamen geleneksel bir parça. Ahmet’in müzikologluğuyla keşfettik. “Bunu mutlaka çalalım,” dedi. Güzel de oldu. 

Şarkı sözü var mı peki bu albümde?

Alican Yok. Altan bir yerde bağırıyor sadece. Çok güzel bağırıyor ama. Sözleri artık Özgür’ün solo işlerine kanalize ettik. Sözde biraz şarkı formatını hesaba katmak gerekiyor. Ayyuka’da biraz daha müzik üzerinden hareket etmek istiyoruz. Belki ilerde yine sözlü bir şeyler yapabiliriz.

Ahmet Özgür gelir: “Çok güzel bir söz yazdım, hadi bir şeyler yapalım,” der bir gün, o zaman yine bakarız. 

Özgür Gelmem. Ayyuka’ya mı harcayacağım güzel sözü? 

Melike Şahin ve Nilipek birer şarkınızı yorumladı, nasıl buldunuz? “Arada biz de çalalım bu parçaları,” dediniz mi? 

Ahmet Ben beğendim yorumları. 

Altan Setlist’lerimizi belli bir konseptin çevresinde inşa ediyoruz. Eski parçaları da dahil edeceğiz ama bu albümün atmosferiyle uyumlu olanları çalalım diyoruz yalnızca. 

Yeni teklilerin kapağında farklı formlarda kilim desenleri var. Bu tasarımlar kimin elinden çıkıyor?

Alican Ben yapıyorum. Dokumacılıkta kullanılan Anadolu motifleri üzerine hazırlanmış bir kitaptan yola çıktım aslında. Desenler gerçek bir derya deniz, anlamları da oldukça esnek, her yere de gidiyor. Dünyada da şu sıralar bu kültüre gittikçe artan bir ilgi var,  fakat bu kültür dışarı giderken hep bir form değişimi geçiriyor. Kabaca daha saykedelik bir kullanımları var. Bunları ele alırken, gerçek özgün formları bozmadan kendimize has bir anlatımı nasıl kurabiliriz diye baktık. Bu temaları canlı performanslara da bir şekilde yansıtmak istiyoruz. 

Müzik dışında bir şeylerle uğraşıyor musunuz? 

Ahmet Bizim için yalnızca müzik yapıp hayata devam etmek mümkün değil, çok zor. 

Alican Bir yandan da tanıştığımız zamandan beri hepimizin başka ilgi alanları var, Altan görsel efekt yapıyor, Ahmet öğretmen. Kendi işlerimiz rutin sıkıcı işler değil. Sevmediğimiz şeyleri yapmadığımız için birlikte yürüttük hep. 

Altan Bir taraftan bu belli bir özgürlük de veriyor, buradan maddi bir beklentimiz olmadığı için her şeyi istediğimiz gibi yapabiliyoruz. Geri döndüğümüzde birlikte çalmayı özlemiş oluyoruz. 

Son bir iki yıldır Anadolu Pop’a olan ilgi hem Türkiye’de hem de dünyada artıyor. Bu gelişmeleri takip ediyor musunuz? 

Alican Takip ediyoruz, yeni parçalarda yansımaları var. Bu eğilim merak uzun zamandır vardı aslında. Replikas örneğin yıllarca sahnede bu parçalara yer verdi. Ama son zamanlarda başka bir groove var. Biz de kendi yerimizi bulmaya çalıştık bu eğilim içinde. Melodinin daha ön planda olduğu, Ayyuka ruhuna yakın bir ses yakaladık. 

Altan Bizim farkımız eski sesleri tekrar yaratmaya çalışmak yerine kendi içeriğimizi üretmek istememiz herhalde. Cover ve retro sound odaklı değiliz. 

Alican Ben dinlemeyi seviyorum yeni ekipleri. Başka yaklaşımlar, farklı sesler ve icatlar var. Barış K, Kaan Düzarat çok ince çalışan insanlar. Bu işe kafa yoruyor, özünü yakalamaya çalışıyorlar. 

İlk albümden beri geleneksel melodilere, ritimlere eğiliminiz var. Grup kurulduğunda da bu türle ilgili miydiniz? 

Alican Pek değil, Özgür ve Ahmet daha ilgiliydi. Özgür çok güzel Orhan Gencebay çalardı. 

Özgür Başkalarının parçalarını çalmayı bırakıp kendi özgün eserlerimizi yaratmaya başladığımızda ortaya çıkan şeyler biraz daha buralıydı. ‘Hamam Sefası’ gibi parçalarımız böyle bir eğilimin ürünüydü. 

Ahmet Erkin Koray’a ve Neşet Ertaş’a çok ilgimiz vardı. 

Albümün adını sormayı unuttum. Ne olacak?

Alican ‘Maslak Halayı’. Ne demek, nereden geliyor bilmiyoruz ama tınısını, hissini sevdik. 

Özgür İşte burası Maslak, bu bölgenin halayı da Maslak Halayı. Oturup “Maslak Halayı nedir?” sorusunu yanıtlamadık sonuçta şarkıda. 

Ahmet Bizim en kötü olduğumuz konu herhalde şarkılara isim koymak. Çoğu şarkının demosunu birbirimize yollarken anlık olarak bir isim atıyoruz, onların bazıları da kalıyor. 

Özgür Sonra oturup başka isimler koyalım şarkılara diye uğraştık ama günün sonunda ilk versiyonları daha doğru geldi. 

‘Maslak Halayı’ 4 Ekim’de piyasada. ayyuka.bandcamp.com, www.tantana.rocks


Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm