[title]
Geçtiğimiz ay ise Metallica konseri için İstanbul’a gelen Lars Ulrich’i tavlamış besbelli, yoldan geçerken girmiş bir kahvelerini içmiş. Diğer günlerde ise bir müdavim mekânı 7GR. İlk gidişiniz dahi olsa kurulup uzun vakit geçirmek isteyeceğinizden şüpheniz olmasın. Sahipleri Zeynep ve Zafer Büyükküpçü’nün bu kafeyi açmadan önceki hayali zaten tam da buymuş.
Minimal kafenin koca bir duvarını kaplayan “Oh.” yazısı mekânın sunduğu rahatlama hissini çok iyi ifade ediyor. (Asıl mesleği grafik tasarım olan Zeynep Büyükküpçü’nün aynı zamanda bloguna verdiği isim olan “Oh.”, 7GR’ın da sembolü haline gelmiş durumda.) “Oh.” tipografisi ile kendini o kadar sevdirmiş ki, Zeynep de dahil olmak üzere dövmesini dahi yaptıranlar var.
.jpg)
7GR konumu itibariyle okumak için bir türlü vakit ayıramadığınız kitap ve dergileri kapıp gitmelik. Hem gürültüden uzak hem de sokak manzarası ile insanı sıkmıyor. Herkesin favorisi olmayı başaran yüksek kafeinli Americano Death Wish ve Oreo’lu frappe menüdeki seçenekler arasında. Sütlü, kremalı, meyveli kahveleri seviyorsanız 7GR cennetiniz olabilir. Biz isteğe göre çilek, muz, karamel veya çikolata aromasıyla hazırlanabilen French Kiss’i de tuttuk. Yanında da kendi yapımları çörek otu da iyi bir tercih. İsteyene ev yapımı mevsim güzeli limonata çeşitleri de var.
Son olarak kafenin dışında gözünüze çarpması muhtemel askılığın da sırrını açıklayalım. Yeni başlattıkları, ‘OH Change Point’ ile isteyen buraya kendine ait bir eşya bırakıp (gömlek, ceket, çanta, vs) önceden bir başkası tarafından asılmış olanlardan dilediğini alabiliyor. Ücrete tabi değil. Tasarım ürünler ve hoş sohbetin sarıp sarmaladığı bu mekânı, şehrin telaşından kurtulmak istediğiniz zamanlarda sığınacağınız noktalardan biri haline getirmekte özgürsünüz.Serra Duran