Akasya

Mekân adını mazisi 1934’e dayanan ve bir yangınla kül olan Akasya Otel’in tam karşısında bulunan aynı isimli restorandan alarak adanın geçmişine duyduğu saygıyı ilan ediyor. Beyaz ahşabın hakim olduğu iç açıcı dekorasyona hemen önünüzdeki kaldırımdan geçip giden faytonları ekleyin. Huzur bulmamak mümkün değil. Gazeteci Serdar Akinan ve kardeşi Serhat Akinan tarafından açılan Akasya bir bistro ve aynı zamanda et restoranı olarak tasarlanmış. Ama akşam saatlerinde bir caz kulübü havasına bürünüyor ve her nasıl oluyorsa siz bunu hiç yadırgamıyorsunuz.

 

Akinan kardeşlerin yola samimiyetle ve büyük tutkuyla çıktıkları her hallerinden belli. Misafirleriyle oldukça yakından ilgileniyorlar. Akasya’nın güzel bahçesinde buz gibi şarapla neşelenen bir sofrada mutfağa giren pek çok malzemenin organik olduğunu onlardan öğreniyoruz. Sebzeler kendi üretimleri, Çatalca’daki çiftlikten taze taze geliyor. Etler lokal kasaplardan seçiliyor. Şarküteri bölümünde zeytinyağı, orijinal İtalyan makarnaları, zeytin marmelatı, zeytin ezmesi, organik domates salçası ve şişe şişe şaraplar var. Mutfak ise genç şefler Selin Çakan ve Mert Karuk’a emanet. Sadece mutfakta değiller, sık sık masaları ziyaret edip misafirlerin keyiflerini kolaçan ediyorlar. Bizim menümüzde sigara böreği, domates ve beğendi soslu misket köfte ve mantar dolma var. Tattıklarımız, Akasya şeflerinin tanıdık bildik tariflere dahi farklı bir yorum katabildiklerinin kanıtı. Et ve mezeler dışında İtalyan mutfağını da başarıyla adapte ediyorlar menüye. Dana bonfileden hazırlanan sosuyla lazanya denenmeli. Şarap menüsünde Suvla Wines’ın şato tipi şarapları bekliyor sizi, hiç üzmüyorlar. Yemeğe son veren Karuk’un spesiyali krem şantili mus oluyor. Onun da küçük bir sürprizi var, Akasya ziyaretinizde kendiniz keşfedin.