Anne's

Anne’s’in mutfağı aslına bakarsanız hiç de yeni sayılmaz. 23 yıl boyunca Marmaris sahiline cruise’larla gelen yabancıların, Türk kültürüyle tanıştığı, Marmaris’in yerlilerinin doyduğu, gelip dertleştiği, vakit geçirdiği Anne’s’in sahibesi Gül Anne yıllar sonra kızıyla daha çok vakit geçirebilmek için şehre geldi. Marmarisliler kadar Gül Anne de bu göçten oldukça müzdarip. Kafasına estiğinde artık dükkânı kapatıp yüzmeye gidebileceği bir denizi yok burada.

Gül Anne kedileri, çiçekleri ve yeşiliyle renkli, cozy ve sıcak bir köşe yaratmış kendine. Cihangirliler kısa zamanda keşfetmiş bu köşeyi, mahalleli Anne diye seslenerek geliyor kapıya. Dışarıda verandasında beş, içeride ise üç masası var. Dış mekân, etrafı saran saksılardaki yeşilliklerin, renkli sandalyelerin, yanı başınızda uyuyan ya da yalanan kedilerin yarattığı sıcak ortamıyla sahil kasabasında huzur bulduğunuz bir mola yerini çağrıştırıyor insana. İçerisi de dışarısı da ufacık ki sahibesi bundan oldukça memnun. İç mekân ortasında büyük kek, kurabiyelerin bulunduğu bir tezgâhı bulunan gerçek bir anne mutfağı. Hiçbir detayında sahtelik yok. Anne’nin beyaz mutfağını çevreleyen duvarında küçük resimler, Gül Anne’nin topladığı aksesuarlar yer alıyor. Cam kenarında dört kişinin oturabileceği renkli çiçek desenli divanımsı koltuk ve diğer detaylarıyla içerisi sımsıcak, sevimli mi sevimli yaşam alanı olan bir mutfak.
Kısa zamanda ciddi bir müdavim kitlesi oluşturan mekânda en favori öğün akşama kadar servis edilen kahvaltı. Twitter’da bile rastlayabilirsiniz ‘Anne’s’de kahvaltı oh mis’ gibi tweet’lere. Bu meşhur kahvaltıda ilk ballı yoğurt geliyor masanıza. Sonra peynirler, salatalık-domates, reçel, krep, yumurta ile sofra kallavi kahvaltılıklarla donatılıyor. Biz mekâna girerken bir Fransız çift de bizimle birlikte kapıdan girmişti. Öğleden sonra 02.00 sularında oradaydık. Fransız çift kahvaltı istedi. Gül Anne zaten tüm masalarla birebir ilgileniyor ama bu masayla Fransızca konuşarak ilgilenmesi ayrı bir güzellikti. Gençleri çok sevdiğini söylüyor zaten her fırsatta. Bir de Marmaris günlerindeki gibi yabancılar gelince değmeyin keyfine ki zaten Cihangir ahalisi dışında müdavimlerinin çoğu yabancı.
Anne’s’in menüsü Marmaris’tekiyle birebir aynı. Kahvaltı seçenekleri oldukça geniş. Kahvaltıda saat sınırlaması olmadığını zaten belirtmiştik. Sade, jambonlu, mantar, biber ve kaşarlı, sosis, soğan ve kaşarlı, peynirli ve karışık omletler; sahanda yumurta, menemen, scrambled eggs, okunduğunda bile iştah kabartmaya yeten bacon yumurta kızarmış ekmek ve tereyağı, tost çeşitleri var. Bunun yanı sıra Anne’s’in tatlı ve tuzlu krepleri meşhur. Biraz doping isteyenler içinse ballı, meyveli ve fındıklı yoğurt biçilmiş kaftan.

Çorba, salata, makarna ve mantı gibi seçenekler de var. Taze sıkılmış meyve suları, özel karışımlar, ev yapımı buzlu çay, limonata ve buzlu kahve yemeğin ve tatlının yanında iyi giden ev yapımı içecekler arasında. Tatlı demişken, Anne’s’in çikolatalı dondurma keki, brandy’li brownie’si dillere destan. Ev yapımı börek ve poğaçalarını da denemenizi tavsiye ediyoruz. Yanında da Anne’s usülü Long Island Ice Tea ve Irish Coffee iyi gidiyor.
En yakın zamanda Anne’s’e gidip bir kahvaltı edin. Cihangir’in hatta bize sorarsanız şehrin kahvaltı konusunda en iddialı yeri burası. Gül Anne ile de tanışmayı ihmal etmeyin. 70 yaşında bir dakika bile ara vermeden çalışan, mutfağına, üretime aşık bir kadınla tanışmak, sizi hayatınızı nasıl yaşadığınıza dair sorulara boğup, silkinip kendinize gelmenizde yardımcı olabilir. Her gelen misafirine çıkışta küçük bir sandık içinden çengelli iğneye takılı bir nazar boncuğu hediye ediyor. Bu da misafirperverliğin, unutulan değerlerin en mütevazi göstergesi. Etrafta omzunda bir sürü nazar boncuğu takıp da gelmiş insanlar görüp yadırgadıysanız anlayın ki bu da Gül Anne’nin verdiği emeğe karşı yapılabilecek en sıkı jest.