Antiochia

Hayatın mozağini anlatan, kültürü mutfağında tanıtmayı amaçlamış bir restoran Antiochia. Birçok farklı din, ırk, mezhebi bir arada yaşatan Antakya mutfağına duyulan aşka adanmış bir mekân. Her kültürün bu özel mutfağa kattığı ayrı bir lezzet var. Ortamı son derece doğal, sıcak, samimi ve yöreye ait unsurlar ile tam kıvamında.

Antiochia’nın sahibi Süleyman Gülüm her daim işinin başında. 20 yıldır İstanbul’da Antakya ismi altında, aradığı lezzeti bulamayınca kolları sıvamış. Sağlık, lezzet ve kültür diye yola çıkmış.  “Lezzetli demekle benim görevim bitmiş olmaz.” diyor, önem verdiği sağlık ve kültür unsurlarını da ön plana alarak.
 

Antakya mutfağını farklılaştıran bu harika sentezin yanı sıra Antiochia’nın güleryüzlü hizmet anlayışı, kullandığı malzeme, işçilik de ayrıca ön planda. Mekânda bu sürekliliği korumak adına beş yıldır aynı elemanlarla çalışılıyor, yola aynı tazelikte ve kendisini bozmayan tedarikçilerle devam ediliyor. İlk günkü lezzeti bu şekilde koruduklarını söylüyorlar. Mekânın büyüklüğü doğrultusunda, ticari kaygılara ve belli hırslara çok fazla kapılmadan, sunulan lezzetin sürekliliği adına buradaki bütün çaba. “Müdavimlerimiz çoğunluktadır. Herkesin özel  lezzetleri, hatta kişiye özel tabaklarımız vardır.” diye devam ediyor Süleyman Bey. En büyük amaçları, Antiochia’nın 50-100 sene sonra lezzet tarihinde bir marka olabilmesi.

“Nedir Antakya mutfağının özellikleri, öne çıkan pişirme teknikleri, vazgeçilmez içerikleri, olmazsa olmaz baharatları?” diye sorduğumuzda; “Sebzesi çok, tahılı her daim, etsiz asla, bol yeşillikli, çeşitlilik anlamında dünyaya örnek olan, zeytinyağsız asla olmaz diyen, nar ekşisinden kaçınmayan bir mutfak.” diyor Süleyman Gülüm.
 

Malzemelerin %80’i, etler, nohut, ceviz, yoğurt ve peynirler dahil Antakya’dan geliyor. Yıllardır malzeme aldıkları manavlarından mevsime uygun tazeleri seçiyorlar.

Mekânın en önemli özelliklerinden biri de her şeyin taze taze, verilen sipariş takibinde hazırlanıyor olması. Mutfakta önceden hazırlanıp, bekletilen hiçbir şey yok.
 

Antakya mutfağının çok belli içerik kuralları olduğunu ama aynı oranda da yaratıcı bir mutfak olduğunu tadına baktığımız mezelerle bir kez daha hatırlıyoruz. Yemeklere tereyağ katılmıyor. Zeytinyağı ve nar ekşisi ise vazgeçilmezleri. Etlerde ise hiç yağ kullanılmıyor. Resmin bütününe bakıldığında çok sağlıklı bir mutfak var burada. Her şey o kadar kıvamında ki reddetmek imkânsız.
 

Daha çok fırın ve mangalda pişiyor Antakya mutfağında lezzetler. Menü değişmiyor, mevsimine göre birtakım özel lezzetler ekleniyor. Hafta arası, bazı günlerde, bildikleri, özledikleri ama menüde olmayan farklı lezzetleri hazırlıyorlar. Menünün dışında yeni tatları keşfetmek için 14.00-16.00 arasında bir uğramakta fayda var.