Apple

  • Restoranlar
  • Beyoğlu
Apple
Reklâm

Time Out diyor ki

Eskiden sorsanız Aztek derdik ama zamanla Aztek de, içerideki yüzler de değişti. O ilk tadı kalmadı. Hafta içi bir kadeh bir şey içmeye gittiğiniz, acıkınca size mantı yaptıran, sabaha karşı patatesli omlet servisi olan mekânda size mantı da omlet de yetişmez oldu. Tuvalette kuyruklar kapıda isim listeleri oluştu. İçeride ise metrekarede minimum 10 kişi... Ne sipariş ettiğimiz su gelir oldu, ne de peçete bulur olduk. Tam yersiz yurtsuz kaldığımızı düşünürken neyse ki Apple doğdu. Harbiye’de, Divan İstanbul’un hemen yanında, girişte küçücük bir tabelası var Apple’ın ve büyük jaluzili camları. Çalışanları arkadaş canlısı. Kadeh şarapları kaliteli. Kimsenin kimseyle derdinin olmadığı bir mekân Apple.
 

Eski Aztek DJ’i, yeni Apple ortağı Alex, Apple’ın DJ kabininde. Apple’ın sanki var olma sebebi Alex. Kendine bir köşe edinmiş, etrafına arkadaşlarını da doldurmuş, hem içkisini yudumluyor, hem nabzı kontrol ediyor hem de keyfine göre çalıyor. Zamanında bizleri Aztek’e de alıştıran yine onun müzikleriydi. Kaçta girip kaçta çıktığımızı bilmezdik o köhne sokaktaki, tabelasız, anahtarla açılarak içeri girilen, camı olmayan, rakı veya şarap, ne içtiğimizi hiçbir zaman bilemediğiniz mekâna. Alçak tavanlı, deprem olsa hiçbirimizi bulamayacakları Aztek’e hep Alex’in müziği için gittik. Sefa mıydı cefa mı hiç bilemedik.
 

Aztek’in hatalarını yapmamaya özen gösterirken herkesi mutlu eden bir mekân Apple. Camsız, havasız Aztek’ten sonra geniş camlı, sürgü kapılı, istediğiniz gibi içeri girip çıkabileceğiniz, her daim havadar Apple ilaç gibi geldi. Jaluziler sayesinde de günün başladığı haberi yayılmıyor, geceye doya doya devam edebiliyorsunuz. Aztek’te yere bir eşyanız düşse eliniz yere değecek diye endişelenirsiniz. Kim bilir kaç yıllıktır yerdeki halı, kim bilir kimler gelip geçmiştir üzerinden. Duvarlardaki, sanki Peru Konsolosluğu’ndaymışsınız gibi hissettiren, Aztek motifli, ne olduğunu asla anlayamadığımız dekoratif unsurlardan sonra Apple içimizi açıyor. Beyaz ağırlıklı siyah-beyaz dekorasyonu, duvarlarda sigara içen ünlülerin resimleri, asla unutulmayan cam şişe soğuk suları ile tüm eski yaraları sarıyor sanki. En çok da Aztek ile uzun soluklu yaşadığımız ve son zamanlarda ‘alışkanlıktan’ denilen ilişkimizdeki o eski heyecanı ve mutluluğu geri getiriyor.

 

Apple’da gece Rumca şarkılarla başlıyor. Müzik herkesin sohbetini edebileceği yükseklikte. Hal böyle olunca kokteylden çok rakı ve şarap içiliyor. Açık servis edilen beyaz şarabın Fransız oluşu göz dolduruyor.

Saatler gece yarısına geldiğinde müzik de değişiyor. Sıra yerli-yabancı eski parçalara geliyor ve hep bir ağızdan söyleniyor. Nasıl oluyorsa gitme vaktiniz bir türlü gelmiyor. Nostaljinin öyle bağlayıcı bir etkisi var bünyede. Bir sonraki şarkıyı hep merak ediyorsunuz. “Yok” diyorsunuz, “bundan sonrakini de dinleyelim, öyle gidelim.” Sonra birden mis gibi bir mantı kokusu yayılıyor. Eve dönmeden son fasıl Aztek’te de olduğu gibi Apple’da da mantı.

Tez zamanda Apple’ın ritüellerinin tadına bakın, tadını çıkarın çünkü bu hikâyede öğrendiğimiz bir şey var ki her yer fazla popülerleşmeden, cılkı çıkmadan güzel.

Ayrıntılar

Adres:
Cumhuriyet Caddesi 30B
İstanbul
İletişim:
(212) 232 34 45
Çalışma saatleri:
Pazar hariç her gün 18.00-03.00 arasında açık.
Reklâm
İlginizi çekebilecek diğer içerikler