[title]
Ariste’de ineğin başrolde olmasının sebebi, peynir denince banko akla gelen, yerli-yabancı en az 30 çeşidin içeride her daim bulunması. Ezine keçi, koyun, inek beyaz peynir mi dediniz, var. Mozzarella? Hem de öyle tadı silgiye benzeyeni değil, özel olarak Antalya’da bir çiftlikte üretileni mevcut. Rokfor, Manchego, cevizli Pecorino? Hepsi Ariste’nin iştah açıcı tezgâhında peynir delilerini beklemekte.
Adını Apollon ve Sirene’nin peynirci, balcı ve zeytinci oğlundan alan Ariste, yıllardır peynir toptancılığı yapan bir ailenin son girişimi. Yıllar içinde kalitesini bizzat test ettikleri markaların ürünlerini, Türkiye’nin neresinde olursa olsun getirip bu sevimli dükkânda satıyorlar. Bu yüzden bazı markaları hiç duymamış, en organik iddiasına sahip marketlerde bile hiç görmemiş olabilirsiniz. Ariste’nin hafta içi giderseniz rastlayacağınız sahibesi Aslı Öngel, evlerinde yemedikleri hiçbir ürünü dükkânda satmadıklarının altını çiziyor. 2,5 yaşındaki oğluna hangi peyniri, balı uygun görüyorsa sizin de Ariste’den alacağınız ürün o.
Dükkâna bir kadın eli değmiş olduğu daha kapıdan girmeden belli zaten. Saksılarda büyüyen sardunyaların renkleriyle uyumlu, kırmızı beyaz pötikareli, fistolu perdeler pencereleri süslüyor. İçeride satılan tüm ürünlerin isim ve fiyatları, elde çizilmiş renkli kartonlara yazılmış. Dükkân önündeki inek maketi trendi, içeride de oyuncak kuzu, koyun, buzağılarla devam ediyor. Öngel çifti, seyahatlerinde topladıkları peynire ve şarküteriye dair her türlü objeyi buraya zevkli bir şekilde yerleştirmiş. Mozaik yer karolarından örtülerle süslü ahşap raflara, duvardan sarkan file torbalara Ariste, bir dükkândan çok, rüyanızdaki mutfağa benziyor. Hatta üzerinde Yerlim markasının organik salça, zeytin ezmesi gibi ürünlerinin yer aldığı vitrin görevi gören masaya geçip bir çay söyleyesiniz, ekmeğin ucunu koparıp kendi üretimleri zeytinyağlara bana bana yiyesiniz geliyor.
Zaten bunu yapmamanız için hiçbir sebep yok! Mutfakta gün boyu ikram ettikleri ince belliyi kapıp peynirleri tadarken, bir yandan da tezgâhın ardındaki tecrübeli isim Raşit Usta’dan hikâyelerini dinleyebilirsiniz. Dediğimiz gibi, Türkiye’nin dört bir yanından ürün getirdikleri için hikâye çok. Mesela, şu Antalya’da manda sütünden üretilen mozzarella’yı bir restoran sahibi kendi zevki için yapmaya başlamış. Zaman içinde otellere ve çok iyi şarküterilere satarak işi büyütmüş.
Peynir, peynir dedik ama peynirin kahvaltıdaki tüm eşlikçileri de Ariste’de arz-ı endam etmekte. Şarküteri kısmında Polonez sucuklar, prosciutto’lar, salamlar göz dolduruyor. Diğer tarafta Karadeniz Ereğlisi’nde sınırlı sayıda üretilen Azim reçelleri ve Siirt’ten gelen ballar, Fransız marmeladı St. Dalfour’larla yan yana duruyor. Ecnebi memleketlerde çok kalıp da kahvaltıda peynir-zeytine yabancılaşanlar için müsli çeşitleri, akçaağaç şurubu gibi seçenekler de mevcut.
Zeytin ve zeytinyağlarını Ayvalık’ta kendileri sıktırıyor ve zeytin ezmesinin siyah renkte olanını yememenizi tavsiye ediyorlar. Zaten Ariste’de satılan organik yeşil zeytin ezmesini yerseniz bir daha başka markanınkine eliniz gitmeyebilir.
Ariste’nin kalkıp ta Etiler’den gelen müşterileri var. Her seferinde beyaz peynirde aynı tadı yakalamak, kaliteli ve doğal ürünlerle güne başlamak gibi takıntılarınız varsa, buna değer. Ama eğer Beykoz civarında oturuyorsanız daha iyi bir haberimiz var: Ariste Peynir Tabağı. İçeceğiniz şarabı söyleyin; hemen ona uyacak peynirleri şık bir tabağa dizip gönderiyor, sizi hem alışveriş hem de kesme/yerleştirme derdinden kurtarıyorlar.