Backyard

  • Restoranlar
  • Beşiktaş
Backyard, Backbar
Reklâm

Time Out diyor ki

Bebeköy projesi çok konuşuldu. Hakkında çok şey yazıldı, çizildi. İçindeki M.A.C’den tutun konutlarına her köşesiyle pek ‘exclusive’ olacağı söylendi. Tüm bunlar hâlâ geçerli. İnat edip de "ben buraya bir şekilde dahil olacağım" derseniz; tesiste herkese açık tek yer Bebeköy’ün arka bahçesi Backyard. İyi ki de öyle çünkü şehirde bir eşi daha yok. Biraz sosyetik, biraz spekülatif bir konumu da olsa; ortakları, işletmesi ve mutfağıyla çok samimi ve gidilesi. Moreish’in yaratıcısı, Nuteras’ın bu yaz sezonundaki şefi Esra Muslu ile finans uzmanlığından New York’ta ekmek ve pasta ihtisasına yönelmiş parmak ısırtan tatlılarıyla Zeynep Moroğlu Backyard’ın ortakları. Tesadüf eseri karşılaşmış iki mutfak delisi aslında Esra ve Zeynep. Kimyaları öyle bir uyuşuyor ki, bu birleşmeden Backyard çıkıyor neticede.

 

Kumaş beyaz koltukları, şemsiye ve tenteleri, birbirinden farklı grupları için masaları ile bahçe serin, sakin, yeşil ve manzara bakımından nefis. Bir köşeye kuruldunuz mu bir daha kalkmak gelmiyor içinizden. Ödev yapan, kitabını kapıp gelen, mekânı home-office’i ilan eden, öğlen izninde yemeğe kaçanı ile hafta içi bile kalabalık-ama öyle can sıkan, iç bayan kalabalıktan değil. Hafta sonu tabii daha da coşkun. M.A.C’in hemen Backyard’ın setinin altında yer alan havuzundan gelen su sesi-ki bu havuza dışarıdan giriş yok- etrafıyla çok ilgilileri bozabilir. Onun dışında herkes hayatından memnun. Çocuğunu, köpeğini, sevgilisini kapan geliyor.

Zeynep ile Esra her gün sabahın erken saatlerinde 05.00-06.00 gibi mutfakta buluşup ekmek hazırlıyorlar, bostana dalıp günlük malzeme hesaplıyorlar. Menüleri günlük. Ne çıkaracaklarına bir gece öncesinden karar veriyorlar ya da sabah ilk kahvelerini içtikten sonra. Tabii menünün kısa zamanda çok meşhur olmuş klasikleri de yok değil. Taze zeytinli ekmekte mozarella ve fesleğen ile hazırladıkları tava tost, somon köfte, organik enginar, ızgara tavuk salata bunlardan birkaçı.

 

Yöresel ve bölgesel üretimin en iyi mahsullerine kahvaltı ile başlayarak doymak mümkün. Menü kahvaltı bakımından zengin. Tava tost, kepekli tava tost, kendi hazırladıkları müslinin yanında servis ettikleri taze meyve ve süt, kendi üretimleri granolanın yanında yoğurt,çırpılmış yumurta, menemen, benedict, pancake, kahvaltı tabağı, lor peyniri & Erzurum petek bal, ekmek ve organik Rize Çayeli tereyağı gibi çeşitler yer alıyor.

Salatalarda ızgara hellim, bonfile, ızgara tavuk, marine edilmiş somon ve ızgara levrek ile hazırlanan çeşitler var. Her birine aşina olsanız da bu salataların malzemelerinin taze olmasının dışında bir yönüyle de farklı. Örneğin ızgara tavuklu salatada semizotu, ızgara tavuk, şeftali ve süzme yoğurt var.

 

İki ortak her gittikleri yerde birbirinden farklı siparişler verip, birden fazla yemeğin tadına bakma delisi oldukları için menülerine minik başlığı altında ufak porsiyonlarda birçok yemek sığdırmışlar. Somon köfte, mini penne arrabiata, börek, köfte, fırın mücver, porcini mantarlı buğday risotto, kuzu-pirzola-kısır, organik enginar, ızgara sebze bunlardan birkaçı. Miniklere takılmanızı tavsiye ediyoruz. Ana yemeklerde de et yemeklerine ve makarnalara doyabileceğiniz hamburger, kuzu pirzola, ızgara somon, bonfile sandviç, Backyard lazanya, penne gibi çeşitler mevcut.

Tüm bunlara gün boyunca alabileceğiniz kokteyller, vanilyalı, çikolatalı, portakallı, yoğurt, böğürtlen ve fıstıklı ev yapımı enfes dondurmalar, limon, frambuaz, karpuz ve sarı erik sorbeler eşlik ediyor. Zeynep tam bir dondurma delisi. Aklına estiğinde, bir meyveden ya da malzemeden dondurma yapma fikri aklına geldiğinde, üstüne çok düşünmeden hemen mutfağa inip hazırlıyor dondurmayı. Bugünlerden birine denk gelmiş olabilirsiniz. O yüzden siz yine de gittiğinizde çeşitleri sorun. Bir de tatlı büfeleri var yine Zeynep’in elinden çıkan. Kurabiye delisi olduğu kesin. Baştan aşağı kurabiyeler ve günlük ev yapımı tatlılarla dolu oluyor bu büfe. Zeynep’in cupcake’leri içinse talep çok. Kreması, keki, tadı, şekli şemalı tam kıvamında. Denk gelirseniz mutlaka bir de cupcake’inin tadına bakın.

 

Gelelim Backyard’ın en sevdiğimiz köşesine. Herkes bahçesine hayran bizse iç mekânına. Katolik rahibelerin 146 yıl önce, 1800’lerin başında kurduğu ve yetimhane olarak hizmet vermiş bir yerleşim yeri aslında Bebeköy’ün kurulu olduğu alan. Backyard’ın iç mekânı da bu yerleşim alanı içinde kalan tarihi bir sarnıç aslında. Dekorasyon ve iç mimari, ortaklardan bir diğeri Menderes Utku ve Deniz Duru’ya ait. İçerideki tüm mobilyaların tasarımları Deniz Duru’ya ait. Aydınlatmaları ise Deniz Duru Mars mimari takımından Melisa Obertelli ile birlikte eskicilerden toplamış. İç mekânda burasının tarihini hatırlatan tuğla-taş bir blok var. Tavandan gün ışığını mekâna dahil eden camları, tam ortada şömineyi karşısına alan geniş rahat kanepeleri, kitap ve şaraplarla dolu kitaplıkları, mermer-ahşap masaları, birbirinden farklı oturma grupları, fiskos köşesi ve duvardaki siyah-beyaz fotoğrafları ile gözümüzü alamadık iç mekândan. Bostan bu alanın arka tarafında, mutfak da alt katta yer alıyor. Şömine karşısına kurulup bir bitki çayı yudumlamak için heyecanla kışın gelmesini bekliyoruz. İlk fırsatta yolunuzu düşürün Bebeköy’e. Bahçesinin keyfine varın, kış için de iç mekânı şimdiden keşfedin.

 

Menüden:

Tava tost 16 TL

Zeytinyağlı organik enginar 9 TL

Izgara tavuklu salata 22 TL

Backyard lazanya 16 TL

Somon köfte 12 TL

Dondurma çeşitleri (top) 2,50 TL

Ayrıntılar

Adres:
Bebeköy Sokak 1
İstanbul
İletişim:
(212) 287 15 00
Çalışma saatleri:
Her gün 09.00-22.00 arasında açık.
Reklâm
İlginizi çekebilecek diğer içerikler