[title]
Dekorasyon, duvara asılmış ağlar, denizden toplanmış kabuklar ve oltalarla klasik balıkçı temasından nasibini almış. Kesmeye kıyamadıkları, restoranın orta yerindeki canlı ağaç ise dekorasyondan daha çok dikkat çekiyor desek yeridir. Şöminenin yanı sıra girişteki deniz manzaralı masalar şu sıralar revaçta. Yazın ise şimdilerde hazırlık aşamasında oldukları teras rol çalacak anlaşılan.
Gözünüzde canlanan balıkçı faslında baş köşede ‘bir büyük’ varsa bu planlarınızın Canlı Balık’ta suya düşeceğini baştan söylemiş olalım çünkü restoranda alkol satışı yok. Canlı Balık’ı sadece taze balık yemek için gelinebilecek mekânlar listenize dahil edin. Hem alkol satışının olmamasının bir de avantajı var: Fiyatlar sahil şeridine konuşlanan herhangi bir mekâna kıyasla neredeyse yarı yarıya ucuz. İçkinin olmayışı menüdeki meze çeşitlerine ister istemez ket vursa da, sofraya ilk teşrif eden dereotlu mısır ekmeği bu derdinizi unutturabilecek tatta. Unla bağlanan, kıvamı tam yerinde ve yoğun olan balık çorbasının yine de istediğiniz tada gelebilmesi için az biraz tuz ve limon şart (6 TL).
Çeşme’den gelen kalamarlar ise tam da istediğimiz gibi. Kesimi kolay kalamarın kokusu neredeyse yok denecek kadar az. Bizzat tekneyle çıkılarak tutulan balıkların tazeliğine yemeklerde doğal ve yerinde üretilen, toplanan malzemeler eşlik ediyor. Zeytinyağı ve zeytinler Ayvalık, turşu ise Bandırma’dan özel olarak getirtiliyor. Karides güveç, sulu kıvamıyla tam ekmek banmalık, eskilerin tabiriyle şamandıralık (15 TL). Canlı Balık’ta yiyebileceğiniz en pahalı seçenek mevsiminde olan balıklar (21 TL). Menüde yer almayan fırınlanmış tahin helvası ise istek üzerine ikram ediliyor. Bu durumda ya Boğaz’a karşı kadeh tokuştur maya elveda demeli, ya da iyi fiyata taze balığı seçmelisiniz.