Gangon

‘Gangon’ üç yaşında bir çocuğun dilinde kamyon anlamına geliyor. Söz konusu çocuk, sabahları avukatlık yaparken geceleri bir şefe dönüşen Can Gafuroğlu’nun oğlu Ali. Can Gafuroğlu’nun şef arkadaşlarıyla beraber yarattığı yemek kamyonunu bir mobil restoran projesi olarak tanımlayabiliriz. Festivallerde ve çeşitli etkinliklerde usta şeflerin hazırladığı sandviçlerle karşımıza çıkıyorlar.

Esas mesleği olan avukatlığı sürdüren Can Gafuroğlu, mutfağa girme konusundaki tüm hevesini şu sıralar Gangon’a yöneltmiş durumda. Gafuroğlu, daha önce bir catering şirketi olan The Food Project, sıra dışı mutfak etkinlikleri düzenleyen Kitchen Guerilla ekibi ve Anadolu mutfağı üzerine deneyler yapan Gastronomika ile beraber çalışmıştı. “Mutfağına girmeyi özlediğim çok dostum var,” diyor; ama zaten onlardan bir kısmı da Gangon için emek sarf ediyor. Yine Kitchen Guerilla’dan tanıdığımız şef Semi Hakim, reklam sektöründe çalışmasına rağmen mutfağa gönül veren Ozan İlhan, Arnavutköy’deki Hudson’ın pasta şefi Hazal Yıldırım, La Petite Maison ve Mükellef’te deneyim kazanan şef Yaren Çarpar, yemek styling’i ve fotoğrafçılık konularında epey yetenekli olan şef Ahu Ulusoy Gangon’un küçük mutfağına sığan hünerli isimler arasında.

Soldan sağa: Can Gafuroğlu, Hazal Yıldırım, Semi Hakim, Ozan İlhan

“Açıkçası etkinliklere katılım hep ön planda olacak. Çünkü işin zevki burada çıkıyor.”

Gangon’da ekmek arası lezzetler hazırlanıyor, fakat Gafuroğlu’nun ekmek tanımı biraz farklı: “Bu ekmek kimi zaman Çin mutfağından bir bao oluyor; kimi zaman, lavaş, bazlama ya da gözleme; bazen de Venezuela mutfağından bir arepa ya da Brezilya’dan bir pão de queijo.” Şu an Gangon’un mutfağından baolar çıkıyor; tavuklu, etli veya falafelli olmak üzere üç çeşidi bulunuyor. Bunlardan birinin hazırlanmasına tanık olduğunuzda bu küçük lezzet bombaları için ne kadar emek harcandığını anlıyorsunuz. Örneğin Altın Kızlar adlı tavuklu baodaki ramenle panelenmiş çıtır tavuk parçalarının üzerinde hardallı kişnişli salatalık turşusu, barbekü sos, sarımsak konfili mayonez, acı sos ve taze soğan (ya da taze kişniş) var.

Tüm sos ve turşuları Gangon ekibinin hazırladığını düşününce iki-üç ısırıkta biten ama tadı damağınızda kalan bu sandviçlerin katmanları daha da etkileyici oluyor. Vegi yenge isimli falafelli baonun içinde taze otlu süzme yoğurt, kavrulmuş yer fıstığı, kırmızı soğan turşusu; deli oğlan adlı baoda ise baharatlarla aromalandırılmış dana gerdan, kavrulmuş yer fıstığı, beyaz susam ve acı sos var. “Uzun vadede aracı sabit hale getirmek hedefimiz,” diyor Can Gafuroğlu. “Bunu gerçekleştirene kadar etkinliklerde yer almaya devam edeceğiz. Ama açıkçası etkinliklere katılım hep ön planda olacak. Çünkü işin zevki burada çıkıyor.”