Günaydın Sahil Kebap

Kıyafetleri kadar renkli kişiliğiyle Cüneyt Asan bir halk fenomeni desek yeri. Yolunuzun Günaydın’a düşmediği günlerde kendisini sık sık televizyonlardan da takip ediyor olmanız muhtemel. Neredeyse aralıksız her gün bir programı var. İşini iyi yapmanın, işine aşık olmanın ve etle doyurduğu her karın karşılığında minnet, saygı ve sevgi seline tutulmanın görünen bedeli bize göre ağır, onun içinse tüm bunlar, küçük yaştan itibaren hayatını adadığı mesleği ve et aşkı karşılığında hayatın ona sunduğu bir lütuf.
 

Kimileri için kebabın, kimileri için burgerin, okurlarımız için en çok da steak’in (2011 Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri’nde En İyi Steakhouse ödülünü Günaydın’a layık görmüşlerdi) vazgeçilmez adresi Günaydın, Şaşkınbakkal’a kebabını getirmiş. Mekânı baştan aşağı değiştirmiş, bahçesini genişletmiş ve iç-dış mekânlarına açık mutfaklar yerleştirmişler.

Cüneyt Asan “Gerçek kebap öyle ezilmiş gelmez, et kalitesini ateşte belli eder, kendi suyuyla şişer.” diyerek açıyor sofrayı. Önümüze gelen kebaplarla hak veriyoruz bu söylediğine. Şişten çıkarılmış kebaplar neredeyse köfteden daha kalın, silindir şeklinde. Tüm suyunu içinde saklamış ateşte, baharatı ve harcıyla tam tadında. Fıstıklı, sebzeli ve Adana klasikleri. Yanında gavurdağve patlıcan salatası ile mis gibi gidiyor her biri. İsteyene menüde kaburga, kanat, kuzu ve çöp şiş gibi seçenekler de var ama oldu da şimdiye kadar kebabını denemediyseniz tavsiye ediyoruz.

 

Günaydın’ın bizim için vazgeçilmez olduğu bir diğer lezzeti ise katmer, müdavimi çok. Hatta o kadar ki kimi günlerde siz yemeğinizi bitirene kadar katmer silip süpürülmüş oluyor. O nedenle yemek siparişinizi verirken tatlı konusunu da çıtlatmayı ihmal etmeyin ve katmeri ne kadar çok istediğinize dair servis elemanlarını ikna etmeye bakın. Arasına dondurma konularak servis edilen baklavanın ise ne kadar iyi olduğunu öğrenmek için katmersiz kaldığınız bir günün gelmesini beklemeyin, ikinci plana atılmayı kesinlikle haketmiyor.