Il Capriccio

Arnavut kökenli Ermal Shpuza üç sene önce ailesiyle yaşadığı İtalya’dan yüksek lisans yapmak için İstanbul’a gelmiş. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde maliye okurken, İstanbul’da yediği pizzalarda aradığını bulamamış ve İtalya’ya dönüp aile pizzacısında çalıştıktan sonra edindiği tecrübeleri kullanabileceği bir pizzacı dükkanı açmak için İstanbul’a geri dönmüş. Akaretler’deki pizzacı Il Capriccio’nun açılış hikayesi kısaca böyle. Burası oldukça minik bir mekan. Dükkanın ön tarafı bir camdan oluşuyor ve bu cam boyunca uzanıp bir duvar boyunca devam eden yüksek bir kenar masası var. Bar sandalyesinde oturur gibi havalı bir şekilde yerleşip sipariş ettiğiniz pizzanın hazırlanmasını beklerken, araca kapalı sokaktaki yaya trafiğini gözlemleyebilirsiniz. Beşiktaş sakinlerinin kimi zaman rahat kimi zaman da koşturmacalı gündelik hayatını izlerken arkanızdaki elektrikli taş fırın birazdan sizi doyuracak lezzetli pizzaların üzerindeki peyniri eritir. Çalan İtalyanca şarkılar da size Akdeniz coğrafyasının ruhunu yaşatır. Mekanın sahibi Shpuza sucuğunu Sırbistan’dan, grana peynirini İtalya’dan ithal ediyor. Pizzanın iyi olup olmadığının hamurundan belli olduğunu söylüyor. Et mi yoksa balık mı yiyeceğinize karar veremezseniz, hem dana fümeli hem de ton balıklı quattro stagioni’yi tercih edebilirsiniz. Sucuk, dana füme ve mantarı krema sosuyla bir araya getiren la crema da cazip bir seçenek. Daha basit tarifleri seviyorsanız mozzarella peynirli ve soğanlı pugliese sizi mutlu edebilir. Il Capriccio’nun yakında paket servis hizmetine de başlayacağını müjdeleyelim.