[title]
Lübnan mutfağı deyince hepimizin aklına vejetaryen lokantaların vazgeçilmezi falafel geliyor. Humus zaten meyhanelerdeki demirbaş mezelerden. Türk damak tadına yakın olan ve Osmanlı’dan esintiler taşıyan Lübnan mutfağında aslında keşfedilmesi gereken daha pek çok lezzet var. L’Orient, işte bunun için harika ve nezih bir adres. L’Orient uzun süredir İstanbul’da yaşayan Sarah Malouh tarafından kurulmuş. İçerideki aynalı tavan, işlemeli kolonlar, mermer masalar ve iç mekan bitkileriyle Doğu’daki şatafat sevgisi ile çağdaş restoranların bilindik havası harmanlanmış. En dikkat çeken tarafı, restoranın caddeye bakan cephesi boyunca devam eden ve sedir havası veren oturma kısmı. Farklı masalarda otursanız da, üzeri egzotik desenli yastıklarla kaplı aynı sediri paylaştığınız için diğer müşterilere yakın hissediyorsunuz. Ortam sıcak ve samimi. Menülerinde geleneksel tariflere sadık kalmaya özen göstermişler. Sucuk ve pastırmalarını kendileri imal ediyor, baharatları ve malzemeleri Lübnan’dan getiriyorlar. Bol seçenek sundukları kahvaltılarında iddialılar. Mesela zahter seviyorsanız zatar flat bread labneh ile sofrayı donatmaya başlayabilirsiniz. Biz en geleneksel lezzetleri denemeden edemedik. Humus limon suyu ve tahin ile çekilmiş, kıvamı kararında ve başarılı. Falafelin dışı çıtır çıtır ve tadı gayet lezzetli. İçli köfteyi çağrıştıran moutabbal with kebbe’ye gelirsek, kömür ateşinde pişmiş patlıcanlı mutabbal oldukça lezzetli. Köftesinin tadının ise zamanla daha iyi oturacağına inanıyoruz. L’Orient’da patentini almak istediği kendilerine has bir tarifleri var. Shrimps with creamy mushroom bulgur enteresan bir tat. Kremalı bulgura ekledikleri karidese parmesan peyniri yakıştırmışlar. Barbekülerden beef tenderloin trüf mantarı soslu ve tam 600 gr. Ailecek doymak isteyenler için ideal.