[title]
Türkiye’nin Oscar aday adayı ‘Sivas’ın yönetmeni Kaan Müjdeci’nin Berlin’deki aynı adlı barının İstanbul çıkarmasıydı. Biz de açıldığı günlerde bu sayfalarda Luzia’ya yer vermiş ancak mekâna dair hayal kırıklıklarımızı dile getirmekten de çekinmemiştik. Şu sıralar öyle bir isim el attı ki Luzia’ya, mekâna bir şans daha vermek şart. Şimdilerde aralarında bir bağ olmasa da Otto’lardan hatırlayacağınız Nevzat Atasoy’dan bahsediyoruz. Oscar kovalayan bir filmin yönetmeni olarak Müjdeci Luzia’nın başında sürekli duramayınca mekânının işletmesini emin ellere, Atasoy’a teslim etmiş ve mekân böylece büyük bir dönüşüm geçirmiş. Telaşa mahal yok, girişteki devasa aslan heykeli yerli yerinde. Peki değişen ne? İki yenilik var Luzia’da. Hayli özenilmiş, Ezgi Yetgin önderliğinde hazırlanan ve mevsime göre değişen bir yemek menüsü ve sabahlarınızı anlamlandıracak fırından taze çıkan ekmek, brioche, kruvasan, panini, kiş gibi fırın ürünleri. Sabahları işe giderken al-götür yapabilir, vaktiniz varsa kahvaltınızı (ev yapımı granola -8 ile 10 TL - ve omlet de -16 TLseçenekleriniz arasında) burada oturup da edebilirsiniz. Öğleden sonraları başlayan yemek servisi akşamları da devam ediyor. Kadayıfa sarılı mücver (15 TL), ayvalı kereviz (10 TL), kurutulmuş patlıcan dolgulu Özbek mantısı (22 TL), patates graten ile servis edilen kaburga (45 TL) ve tatlılardan choux (12 TL) menünün yıldızları. Akşamları kokteyllerin yanında bir de tapas menüsü servis ediyorlar. Çarşamba, cuma ve cumartesileri saatler ilerledikçe DJ kabini boş kalmıyor, Mr. Sür’den Undomondo’ya Cihangir-Taksim gecelerinin tanıdık simaları burada set başına geçti şu ana dek. Luzia nefis menüsünün yanı sıra geceleri ile de Boğaz hattındaki gösterişli mekânlara zevk sahibi ve rahat bir alternatif olacak.